Ana SayfaAvrupaFransaMontpellier Gezilecek Yerler | En Güzel 18 Turistik Yer

Montpellier Gezilecek Yerler | En Güzel 18 Turistik Yer

Akdeniz’e yakın konumuyla yılda ortalama 300 gün güneşli olan Montpellier, Fransa’nın en güneşli şehirlerinden biri.

Orta Çağ’da kurulan Montpellier, barlar, restoranlar ve alışveriş olanaklarıyla dolu hareketli bir ortam bulacağınız l’Écusson adlı ilginç Eski Kent’in çevresine yayılmıştır. Zarif katedrallerden el değmemiş plajlara kadar Montpellier, her zaman güney Fransa’nın sıcak ve samimi atmosferinde yapılacak çok çeşitli aktiviteler sunar. Marsilya‘ya yakın havasıyla dikkat çeken şehir, özellikle plaj tatili için ziyaret ediliyor olsa da, tarihi, mimari eserleri ve müzeleriyle her türden gezginin keyifle ziyaret edebileceği şehirlerden biri.

Her yaştan ziyaretçinin keyifli zaman geçirebileceği bu şehirdeki önemli simge yapıların büyük bir bölümü Eski Kent bölgesinde ya da yakınlarında yer alıyor olsa da, merkeze uzak görülmeye değer cazibe merkezleri de var.

Montpellier Gezilecek Yerler

Fransa’nın Occitanie bölgesinin kalbinde yer alan Montpelier, dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken manyetik bir çekiciliğe sahiptir. Kökenleri 10. yüzyıla kadar uzanan bu büyüleyici şehir, antik mimari ile modern zarafetin büyüleyici bir karışımını sunuyor.

Montpelier, Avrupa’nın en eski ve en prestijli üniversitelerinden birine ev sahipliği yaptığı için canlı üniversite atmosferiyle tanınır. Pitoresk sokaklarında dolaşırken, yaratıcılık ve yenilikçilik ortamı yaratan dinamik bir öğrenci, entelektüel ve sanatçı karışımıyla karşılaşacaksınız.

Tarihi şehir merkezi zarif binalar, büyüleyici kafeler ve canlı pazarlarla bezenmiştir ve sizi otantik Fransız yaşam tarzının keyfini çıkarmaya davet etmektedir. Üstelik şehrin Akdeniz’e yakınlığı, onu güneşte rahatlamak isteyenler için mükemmel bir destinasyon haline getiriyor.

İşte Montpellier gezilecek yerler arasında kaçırılmaması gereken en önemli cazibe merkezleri ;

1.Montpellier Katedrali

Montpellier Katedrali

Resmi adı Cathédrale Saint-Pierre de Montpellier olan Montpellier Katedrali, Eski Kent’in kuzeybatı kesiminde yer alan ulusal bir anıttır. Şehrin belki de en ilgi gören eseri olan bu katedral, hem dış cephesi hem de iç mekan süslemeleri ve eserleriyle öne çıkıyor.

İlk olarak 14. yüzyıla tarihlenen ancak 17. yüzyılda yeniden inşa edilen bu etkileyici Gotik katedral, bir kaleyi andırması nedeniyle de ilgi görüyor.

Yüzyıllardır inancın ve sanatsal güzelliğin sembolü olarak ayakta kalan çarpıcı bir şaheser olan Montpellier Katedrali, Protestanlar ve Katoliklerin ülkenin kontrolü için mücadele ettiği acımasız Din Savaşlarından sağ kurtulan tek kilisedir.

2.Place de la Comédie

Place de la Comédie, Montpellier

Eski Montpellier ile eski surların ötesindeki yeni şehir bölgeleri arasındaki doğu bağlantısı olan büyük Place de la Comédie, birçok bar, restoran ve mağazalarıyla canlı bir ortama sahip. Ortadaki Üç Güzeller çeşmesi 1790 yılında inşa edilmiş olup Montpellier’in amblemi olan Yunan mitolojisindeki Charites’i göstermektedir.

Montpellier’in kalbinin attığı yer olan Place de la Comédie, ayrıca şehirdeki simge yapıların birçoğuna yürüme mesafesinde bulunuyor.

Bir ucunda opera binasının, diğer ucunda Esplanade Charles-de-Gaulles parkının yer aldığı 12.500 m2’lik dikdörtgen meydanın etrafı 19. yüzyıldan kalma görkemli binalarla çevrili. Avrupa’nın en büyük yaya bölgelerinden biri olan bu bölge, insanları izlemek için harika noktalar sunan açık teraslı çok sayıda bar ve restorana sahiptir ve yakındaki tarihi merkez l’Écusson’u keşfetmeye başlamadan önce şehrin nabzını tutmak için mükemmel bir yerdir.

3.L’Écusson (Old Montpellier)

L’Écusson (Old Montpellier)

L’Écusson, Montpellier’in Eski Kentidir. Geçmişi Orta Çağ’a kadar uzanan bu mahalle, Place de la Comédie’nin batı ve kuzeybatısına doğru yayılıyor. Yayalara ayrılmış bu bölge, ilginç butiklerin, mükemmel restoranların ve tarihi simge yapıların bulunduğu geniş bir dolambaçlı sokaklar ağı boyunca keyifli yürüyüşler sunuyor. Öne çıkan yerler arasında Montpellier Katedrali ve Notre-Dame-des-Tables Bazilikası yer alır. Yürümek size göre değilse Şubat ve Ekim ayları arasında Place de la Comédie’den her 30 dakikada bir kalkan Petit Train de Montpellier (Montpellier’in Küçük Treni) ile l’Écusson’u keşfedebilirsiniz.

4.Fabre Müzesi

Fabre Müzesi, Montpellier

L’Écusson’da bulunan bu prestijli güzel sanatlar müzesi, orta çağdan çağdaş döneme kadar Avrupa heykel ve resimlerinden oluşan olağanüstü bir koleksiyon sergiliyor. Özellikle İtalyan Rönesans sanatı, 16. ve 17. yüzyıl Hollanda resimleri ve 17. ila 19. yüzyıl Fransız manzara resimleri koleksiyonda öne çıkan eserlerden.

Koleksiyonda Sandro Botticelli, Charles Le Brun, Nicholas Poussin, Pieter Paul Rubens, Jacques-Louis David, Dominique Jean-Auguste Ingres, Raphael, Paolo Veronese, Eugène Delacroix ve Francisco de Zurbaran gibi Eski Ustaların eserleri yer alıyor.

Başyapıtlar arasında Delacroix’nin Exercices Militaires des Marocains ve Aspasia portresi, Poussin’in Vénus et Adonis ve Zurbaran’ın L’Archange Gabriel’i yer alıyor.

Dikkate değer modern tablolar arasında Berthe Morisot’un güzel bir Empresyonist eseri olan Jeune Femme Assise Devant la Fenêtre, Claude Monet’nin Jardin en fleurs à Sainte-Adresse’si ve Edouard Manet’nin Portresi d’Antonin Proust’u yer alıyor.

Müze Salı’dan Pazar’a 10:00 – 18:00 saatleri arasında açıktır; pazartesi günleri kapalıdır.

5.Promenade de Peyrou

Promenade de Peyrou, Montpellier

Place Royale du Peyrou olarak da bilinen Promenade du Peyrou, tarihi anıt olarak sınıflandırılan manzaralı bir gezinti yeridir. Öğleden sonraları yürüyüş yapmak için hoş bir yer olmasının yanı sıra Promenade du Peyrou, şehrin ve Fransa’yı İspanya’dan ayıran 200 km uzaklıktaki dağlar zinciri olan Pireneler’in panoramik manzarasını sunuyor.

Arc de Triomphe, 14. atlı Louix heykeli ve Saint-Clement Su Kemeri (hepsi de 17. ve 18. yüzyıllar arasında inşa edilmiştir), bu sakin gezinti yolunda yer alan dikkate değer anıtlardan sadece birkaçıdır.

6.Triumphal Arch (Zafer Takı)

Triumphal Arch (Zafer Takı), Montpellier

17. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş olan Zafer Takı, devasa bir kemerli geçit olan ikonik bir simge yapıdır. Kemer, 1600’lerdeki Fransız monarşisinin, özellikle de Güneş Kralı XIV. Louis’in ihtişamını kutlamak için inşa edilmiş. Paris‘teki Zafer Takı’na benzer özelliklere sahip olması da, yapının öne çıkan özelliklerinden.

Fransız tarihine, özellikle de Güneş Kralı’nın saltanatına meraklıysanız, kemerin yazıtlarını incelemek için biraz zaman ayırın deriz. Ayrıca 1600’lü yıllarda Biscay Körfezi’ni Akdeniz’e bağlayan devasa bir mühendislik projesi olan Canal des Deux Mers’in daralmasını gösteren bir kabartma da görebilirsiniz.

Arc aynı zamanda Peyrou Kraliyet Sarayı’nın girişi olup yakınlardaki birçok tarihi yapıya ve görülecek yerlere kolay erişim sağlar. Montpellier şehir merkezinin kalbinde yer almaktadır.

7.Pavillon Populaire

Pavillon Populaire, Montpellier

Esplanade Charles de Gaulle’ün seçkin bir noktasında, 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş güzel bir art nouveau binası olan Pavillion Popularire bulunuyor.

100 yıldan fazla bir süre boyunca her türlü halka açık sergiye ev sahipliği yapmış olan bu bina, 90’lı yıllarda yalnızca ücretsiz olarak düzenlenen fantastik geçici fotoğraf sergilerine adanmış.

Brassaï, Bernard Plossu veya Jakob Tuggener gibi 20. yüzyılın en ünlü fotoğrafçılarının yer aldığı yılda üç sergi düzenleniyor.

8.Flaugergues Kalesi (Château de Flaugergues)

Montpellier

Château de Flaugergues, bölgenin zengin tarihini ve mimari ihtişamını bünyesinde barındıran, 17. yüzyıldan kalma muhteşem bir malikanedir. Titizlikle korunmuş olup, geçmiş sakinlerinin zarif yaşam tarzını yansıtıyor.

Şatonun tarihi, inşaatını 1696 yılında yaptıran saygın Bertrand de Flaugergues ailesine kadar uzanır. Dönem mobilyaları, enfes duvar halıları ve etkileyici sanat koleksiyonlarıyla süslenmiş gösterişli odalarında dolaşırken, şatonun cömert yaşamları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

Tesiste ayrıca heykeller, çeşmeler ve nadir bitkilerle süslenmiş, hareketli şehirden sakin bir kaçış sunan muhteşem peyzajlı bahçeler bulunmaktadır. Bakımlı bahçelerde dolaşmak bir tablonun içine adım atmak gibi hissettiriyor; bahçelerden Montpelier silüetinin panoramik manzarası da oldukça etkileyicidir.

9.L’Opéra Comédie

L'Opéra Comédie, Montpellier

L’Opéra Comedie, bölgenin en prestijli opera şirketinin performanslarının sergilendiği, aynı adı taşıyan bir meydanda yer alan tarihi bir simgesel opera binasıdır. Şehir merkezindeki Place de la Comédie’de yer alan bu opera binası, 1755 yılında ünlü mimar Jacques Philippe Mareschal tarafından inşa edilmiş. Fransız Devrimi’nden, yangınlardan ve doğal afetlerden kurtulduktan sonra 1881’de tamamen yıkılan bina, 1888 yılında inşa edilmiş ve günümüzdeki halini almış.

Tiyatro, İtalyan tarzında muhteşem bir binadır ve Fransa’daki türünün en büyükleri arasındadır. Ayrıca geleneksel opera ve canlı konserleri de burada izleyebilirsiniz.

10.Montpellier Zooloji Parkı

Montpellier Zooloji Parkı

Montpellier Zooloji Parkı (resmi adıyla Parc Zoologique de Lunaret) bir Fransız zooloji parkıdır.

Yaklaşık 2.600 m2 alana sahip sera, Montpellier Hayvanat Bahçesi’nin bir parçası olarak 2007 yılında açıldı. Büyük bir kuşhaneyle ve yağmur ormanı ortamını simüle etmek için her iki saatte bir yapay yağmur fırtınasıyla 7 iklim bölgesini ve habitatı temsil eder.

Serada şu anda 500’den fazla hayvan ve 300 türü temsil eden 8.000 bitki bulunuyor. Hayvan koleksiyonunda anakondalar, karıncalar, karıncayiyenler, armadillolar, yarasalar, boalar, caymanlar, ibisler, ocelotlar, piranalar, demirhindiler ve tarantulalar bulunur. Bitki koleksiyonları arasında Acrosticum aureum, Anthurium ferrierense, Canna indica, Cattleya bicolor, Cattleya mossiae, Cephaelis poeppigiana, Costus cuspidatus, Heliconia angusta gibi ilgi çekici bitkilerle birlikte 34 palmiye ağacı türü, 15 eğrelti otu türü ve 95 ağaç türü yer alıyor. Çocuklarla şehri ziyaret ediyorsanız bu Zooloji Parkı’nı da Montpellier gezilecek yerler listenize ekleyin deriz.

11.Esplanade Charles-de-Gaulle

Esplanade Charles-de-Gaulle, Montpellier

Montpellier’deki en güzel yürüyüş yollarından biri.

Halka açık bahçeler ve bazı güzel su özellikleri ile çevrili olan bu yol, sizi şehrin kalbine sorunsuz bir şekilde ulaştırır ve tüm yol boyunca sakin manzaralar sunar.

Aynı zamanda birçok güzel heykele ve çeşitli fotoğraf sergileri de dahil olmak üzere her türlü sergiye ev sahipliği yapan görkemli bir bina olan Pavillon Populaire’e de ev sahipliği yapmaktadır.

12.Saint-Clement Su Kemeri

Saint-Clement Su Kemeri, Montpellier

Montpellier Saint Clement Su Kemeri, Fransa’da şimdiye kadar yapılmış en büyük özel hidrolik projedir.

18. yüzyılda inşa edilmiş ve Saint-Clement kaynağından Peyrou Parkı’nın su kulesine su getirmiştir.

Su kemeri 800 metre uzunluğunda ve iki seviyede 53 kemerli olup Roma tasarımına benzerlik göstermektedir.

Yapısı sayesinde şehrin çevresindeki birçok çeşmeye su sağlamak mümkün.

Bu antika ama güçlü su sistemi sadece şehrin tarihinin bir parçası değil… ülkenin de bir parçası!

Ülkede şimdiye kadar üstlenilen en büyük özel hidrolik proje olarak, uzun süredir hem bir mühendislik zaferi hem de sivil yaşamın benzersiz bir parçası olarak hizmet vermiş ve tatlı kaynak suyunu şehrin farklı bölgelerine sürekli olarak taşımıştır.

13.Montpellier Botanik Bahçesi (Jardin des plantes of Montpellier)

Montpellier

Fransa’nın en eski botanik bahçesi, yüzlerce yıllık binlerce bitki türünü ve ağacı barındırıyor.
Jardin des Plantes de Montpellier, şehir merkezine yakın 11 dönümlük (4,5 hektar) bir alanı kaplayan, çarpıcı doğal güzelliğe sahip bir alandır. Çekici park 1593 yılında kuruldu ve Avrupa’nın en eski botanik bahçelerinden biridir. 2.500’den fazla bitki türünü, göletleri, arboretumları ve peyzajlı alanları kapsamaktadır. Site, Montpellier Üniversitesi I’e aittir ve aynı zamanda çalışma ve araştırma için de kullanılmaktadır.

Şehir merkezinde gerçek anlamda sessiz ve ferah bir yer olan Montpellier Botanik Bahçesi, şehrin karmaşasından ve gürültüsünden uzaklaşmak için gidilecek en güzel yerlerden biri.

Yürüyüşleriniz sırasında bir bambu ormanı, portakal ağaçları, yüz yıllık çitlembik, bazen sazan ve kurbağaların da yaşadığı bir nilüfer göleti, birçok kaktüs türünün bulunduğu bir sera, birçok aromatik bitkinin bulunduğu bir duyu bahçesi keşfedeceksiniz.

Fransa’nın en eski Botanik Bahçesi olan Montpellier Botanik Bahçesi, şifalı bitkiler yoluyla sağlığı geliştirmek amacıyla 1593 yılında Henri IV’ün emriyle genç bir doktor olan Pierre Richer de Belleval tarafından kurulmuş.

Günümüzde bu bahçe, devletin mülkiyetinde olup şu anda Montpellier I Üniversitesi tarafından yönetilmektedir.

Bahçeyi keşfetmeye en az birkaç saat ayırın. Bahçenin kurucusu tarafından dikilen eski bir Phillyrea ağacını ve bir Erguvan ağacını görebileceğiniz, Richer Dağı olarak bilinen bir tepe olan en eski kısmı ziyaret edin. Arboretumda 1700’lerin sonlarına doğru dikilen Ginkgo biloba’yı bulun. Bu ağaç türü, akrabası olmaması nedeniyle benzersizdir. Ayrıca 250 yaşın üzerinde bir zeytin ağacı da bulunmaktadır.

Tropikal seraların içine bir göz atın. Dev nilüferleri, orkideleri ve diğer egzotik türleri gözlemleyin. Bambu ormanında dolaşın ve ardından peyzajlı bahçe içindeki büyük havuzun kenarında dinlenin. Suda Japon sazanı ve su kaplumbağalarını arayın, ardından kaktüs koleksiyonunu görmek için küçük seraya uğrayın.

Jardin des Plantes de Montpellier pazartesi hariç her gün açıktır ve giriş ücretsizdir.

14.Saint-Guilhem-le-Desert

Saint-Guilhem-le-Desert, Montpellier Fransa

Montpellier’in yaklaşık 40 kilometre kuzeybatısında yer alan ortaçağdan kalma Saint-Guilhem-le-Désert köyü, günübirlik geziler için mükemmel bir destinasyondur. Eğer Montpellier’de yeteri kadar zamanınız varsa bu tarihi köyü de mutlaka listenize ekleyin deriz.

Çarpıcı kireçtaşı kayalıklarıyla çevrili pitoresk Gellone Vadisi’nde yer alan bu bölge, iyi korunmuş Orta Çağ mimarisi ve görkemli Gellone Manastırı ile tanınır. 9. yüzyılda kurulan manastır, olağanüstü Romanesk tasarıma sahiptir ve saygın bir yerel aziz olan Saint Guilhem’in kutsal emanetlerini barındırmaktadır.

Arnavut kaldırımlı sokaklarda ve ara sokaklarda dolaşırken köyün tarihi cazibesi ve sanatsal ortamına hayran kalacaksınız. Yakınlarda bulunan Herault Nehri, kıyılarında keyifli yürüyüşler veya berrak sularında serinletici dalışlar için fırsatlar sunmaktadır.

Saint-Guilhem-le-Désert’i ziyaret etmek aynı zamanda lezzetli yerel yemekleri denemenize de olanak sağlar.

15.Place Edouard Adam

Montpellier, Fransa

Place Edouard Adam adlı meydan, Montpellier’deki en çok fotoğraflanan yerlerden biri.

Edouard Adam Meydanı’ndaki Duvar Resmi, Montpellier’deki Trompe-l’oeil’in tartışmasız en ünlü örneğidir. Duvar resminin oluşturmak ise yaklaşık iki ay sürmüş. Binanın düz bir cephesi olmasına rağmen, artık pencere balkonları, kemerli yürüyüş yolu ve açık kapı ve pencereleri olan Haussmann tarzı binalar gibi görünüyor.

Şehrin kalbinde yer alan Place Edouard Adam, tarih ve cazibeyle dolu büyüleyici bir meydandır. Adını Montpelier’in eski belediye başkanı Edouard Adam’dan alan bu canlı meydan, şehrin kültürel ve sosyal dokusunda özel bir yere sahiptir.

Tarihle dolu Place Edouard Adam’ın tarihi, bir pazar yeri ve ticari faaliyet merkezi olarak kurulduğu 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Bugün, sıra dışı kafeler, butikler ve mağazalarla dolu, canlı bir ortam yaratan hareketli bir merkez olmaya devam ediyor. Meydanın en önemli parçası, zarafet duygusu yayan ve çevrenin cazibesine katkıda bulunan muhteşem bir çeşmedir. Suyun rahatlatıcı sesi canlı atmosferi tamamlayarak burayı dinlenmek ve insanları izlemek için ideal bir mekan haline getiriyor.

16.L’Arbre Blanc

Montpellier

Mimarlar Sou Fujimoto, Nicolas Laisné ve Manal Rachdi tarafından tasarlanan L’Arbre Blanc, 17 katı ve 56 metre yüksekliğiyle 2019 yılından bu yana Montpellier’in zengin çağdaş mirasını tamamlıyor.

Şehrin en sıra dışı binası, teknolojik bir ustalık, cesaret ve zarafeti birleştiren bir şehir “Çılgınlığı” diyebiliriz!

L’Arbre Blanc ayrıca çok sayıda sergi düzenleyen özel bir sanat galerisi “La Serre”ye ve aynı zamanda Lez kıyılarının ve Antigone bölgesinin muhteşem manzarasını sunan bir bar/restoran “l’Arbre”ye ev sahipliği yapmaktadır. Mimariye merakı olan gezginlerin Montpellier gezilecek yerler listesine ekleyebileceği bu eser, şehir merkezinin biraz dışında yer alıyor olsa da, yine de görülmeye değer.

17.Montpellier Plajları

Montpellier

Montpellier karayla çevrili bir şehir olmasına rağmen, Akdeniz kıyı şeridine sadece 10 km uzaklıktadır, bu nedenle bronzlaşmak için bolca fırsatınız olacak. Eğer yaz aylarında Montpellier’i ziyaret ediyorsanız toplu taşıma ya da taksilerle plajlara çok kolay bir şekilde gidebilirsiniz.

Montpellier’e en yakın ve en erişilebilir plaj, hareketli bir sahil kasabası olan Palavas-les-Flots’tur. Uzun kumsalları, canlı gezinti yolu ve çok sayıda sahil kafesi ve restoranıyla Palavas-les-Flots, dinlenme ve eğlencenin mükemmel bir karışımını sunuyor.

Daha sakin bir atmosfer arıyorsanız, arabayla kısa bir mesafede bulunan La Grande Motte veya Carnon plajları idealdir. Altın sarısı kumları ve berrak suları, şehrin gürültüsünden ve karmaşasından sakin bir kaçış sağlar.

18.Saint-Roch Bölgesi

Montpellier, Fransa

Montpelier’in zengin bir tarihi ve bohem çekiciliği vardır ve bunu deneyimleyebileceğiniz en iyi yer Saint Roch Bölgesi‘dir.

Şehir merkezine yakın bu canlı mahalle, antik mimari ile çağdaş yaratıcılığın büyüleyici bir karışımını yansıtıyor. Kökleri Orta Çağ’a kadar uzanan Saint Roch Bölgesi, merkez tren istasyonu Gare Saint-Roch’a yakınlığı sayesinde kültürlerin kaynaştığı bir potaya dönüşmüştür.

Bölgede canlı kafeler, sanat galerileri ve butik mağazalar bulunmaktadır ve bu da burayı yerli halk ve turistler için popüler bir uğrak noktası haline getirmektedir. Dar sokaklarında dolaşırken ve bohem atmosferinin tadını çıkarırken, sokak sanatlarından karakter dolu ilginç kitapçılara kadar gizli mücevherleri keşfedeceksiniz.

Mahallenin en önemli eseri, güzel bir Gotik yapı olan Saint-Roch Kilisesi’dir. Zengin bir şekilde süslenmiş iç mekanı, muhteşem vitray pencereleri ve ayrıntılı sunakları sergiliyor.

DAHA FAZLA FRANSA ROTASI ;

Montpellier’den sonra Fransa’nın diğer popüler şehirlerinden olan Lyon ve Nice‘ye de gitmeyi düşünebilirsiniz. İster trenlerle ister otobüs ya da uçakla bu iki şehre kolayca ulaşabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra Toulouse, Montpellier’e otobüs ya da trenlerle yaklaşık 2 saat uzaklıkta yer alıyor.

Montpellier gibi eşsiz bir kültür deneyimi sunan Cannes, Strazburg ve Rennes de Fransa’dayken uğramak isteyebileceğiniz şehirler arasındadır.

BENZER İÇERİKLER

POPÜLER YAZILAR