Işıklar içinde yaşayan bir şehir olması ve her yaştan insanın eğlenebileceği bir tarz sunmasıyla, Avrupa’nın eğlence merkezi haline gelmiş bir yer olan Madrid, Barselona’nın gölgesinde kalmaktan bir türlü kurtulamamış. Tabii iki şehir arasında kısır bir çekişme olduğu için kıyaslama yapmak pek de doğru değil.
Madrid güzeldir, kalabalıktır ama düzenlidir, rahat bir şehirdir. İki defa düşünmeden gidilebilecek Avrupa’nın en popüler gezi duraklarından bir tanesidir. Şaşırtıcı bir şekilde, bir yolu dümdüz takip ettiğinizde ana meydanlardan birine çıkarsınız. Madrid, Avrupa’daki en fazla meydana sahip olan şehirlerden biri olmasıyla da tanınıyor. Şehirdeki meydanların hemen hepsinin çevresi ise, birbirinden gösterişli binalar ve popüler cazibe merkezleriyle dolu.
Madrid geceleri de canlıdır. Gece hayatı 00:00-01:00 gibi başlar ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam eder. Şehir gündüzleri sakin, bir telaş, bir koşuşturmaca yok, rahat bir şehir yani. Hani şu meşhur siesta kültürü var ya, işte o Madrid’de de fazlasıyla var. Öğleden sonra saat 14:00-18:00 gibi restoran, cafe ve çoğu dükkan kapanır. 18:00’dan sonra yeniden açılır.
Madrid insanı rahattır, eğlence düşkündür ve bunu bizden daha gürültülü bir şekilde sokaklarda yaparlar. Samimi ve sıcakkanlıdırlar, yani Akdenizli olmanın bütün özelliklerini taşırlar. Madrid, Flamenkosu, boğa güreşi, tapası, futbolu, Cevantes Picasso ve Salvador Dali’siyle çok çabuk sevdirir kendini. Sanatsa sanat, tarihse tarih, gece hayatı arıyorsanız alası…her şeyi bir arada Madrid’de fazlasıyla bulabilirsiniz.
Yazı İçerisindeki Başlıklara Git
Madrid Nasıl Gezilir ?
Madrid, bol bol yürümeli, toplu taşıma kullanmamalı, ayaklarınıza kara sular inmeli bir şehir. Turistik yerler arası ulaşım kolay. Metro ve otobüs de var, hem de çok iyi bağlantılara sahip. Bahsi geçmişken, metroları kullanırken bazı istasyonlarda turnike olmadığını göreceksiniz. Bu, metro ücretsiz kullanabileceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü çıkış noktasında mutlaka turnike olacak. O yüzden biletlerinizi okuttuğunuzdan emin olun deriz.
Madrid’de araç kiralamanızı tavsiye etmeyiz. Çünkü Madrid’de ciddi bir araç trafiği ve park sorunu var. Araç kiralayacak olursanız, aracınızı nerelere park edebileceğinizi de önceden öğrenin ve tercihinizi kapalı otoparklardan yana kullanın.
3 Günlük Haritalı Madrid Gezi Rotası
Madrid’in büyük bir bölümünü yürüyerek rahatlıkla keşfedebiliyor olsanız da, bu şehir günübirlik bir gezi planından fazlasını hak ediyor. Cazibe merkezlerinin hemen hepsi birbirine kolay ulaşılabilir bir konumda bulunuyor, ancak bazı turistik yerleri görmek için toplu taşıma araçlarını kullanmanız gerekiyor. Ayrıca Madrid’de görülecek çok sayıda yer olduğundan bu şehir için en azından 2 ve en fazla 3 gününüzü ayırmanızı da tavsiye ederiz.
1.GÜN
- Casa de Campo
- Debod Tapınağı
- Plaza de Espana
- Malasana bölgesi
- Gran Via alışveriş caddesi
- Puerta del Sol Meydanı
- Plaza Mayor
2.GÜN
- San Miguel Pazarı
- Madrid Kraliyet Sarayı
- Almudena Katedrali
- Basilica of San Francisco el Grande (Büyük Aziz Francis Bazilikası)
- El Rastro
- Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Müzesi
- Real Jardin Botanico (Kraliyet Botanik Bahçesi)
3.GÜN
- Prado Müzesi
- Thyssen-Bornemisza Müzesi
- Cibeles Meydanı (Plaza de Cibeles)
- Puerta del Alcala
- Retiro Parkı
- Las Ventas
- Santiago Bernabéu Stadyumu
- Gate of Europe (KIO Kuleleri)
BU 3 GÜNLÜK GEZİ ROTASINA GÖRE MADRİD’DE NEREDE KONAKLAMALI ?
Madrid’de 3 gün değil de daha kısa bir süre konaklamayı planlıyorsanız, şehir merkezine yakın konaklama birimlerini tercih etmenizde yarar var. Şehir merkezindeki otellerin büyük bir bölümü, yukarıdaki turistik noktaların çoğuna yürüme mesafesinde bulunuyor. Merkezdeki konaklama birimleri diğer bölgelere nazaran biraz daha pahalı olabiliyor, ancak bütçenize uygun bir konaklama birimi bulabilirseniz, şehir merkezi gezilecek noktalara göre konaklayabileceğiniz en ideal ve en iyi bölge olacaktır.
Madrid şehir merkezindeki en popüler ve en ideal otellere göz atmak için tıklayın. Otel önerisi olarak da 4 yıldızlı Pestana Plaza Mayor Madrid veya 3 yıldızlı Hotel Regina‘ya göz atabilirsiniz.
Daha detaylı bir konaklama rehberi için Madrid’de nerede kalınır ? adlı yazımıza göz atmayı da unutmayın.
Madrid Gezilecek Yerler Listesi
Madrid’de gezip görülecek yerler için 2 gün genellikle yeterli oluyor. Madrid, İspanya’nın en pahalı şehirlerinden biri olduğu için de daha hızlı bir gezi planı yaparak, daha kısa sürede şehirdeki bu turistik noktaları da keşfedebilirsiniz. Ancak birçok turistin yaptığı gibi 3 günlük bir gezi planı yapacak olursanız, aşağıdaki cazibe merkezlerinin hemen hepsini görmek için yeteri kadar zamanınız var demektir.
1.Casa de Campo
Madrid’in en büyük parkı olan Casa de Campo, şehir merkezine yakın konumu ve huzurlu atmosferiyle görülmesi gereken yerler arasında. Yoğun turist trafiğinden az da olsa uzaklaşmak isteyenlerin göz atabileceği bu parkta, birçok tarihi ve turistik cazibe merkezi de görülebiliyor.
1931 yılında park haline getirilen alanın tarihi ise 1562 yılına, II. Felipe dönemine kadar uzanıyor. Eskiden bir avlanma yeri olarak kullanılan alan günümüzde hem yerel halkın hem de turistlerin en çok zaman geçirdiği cazibe merkezlerinden biri olarak biliniyor.
Casa de Campo şu anda şehrin ana akciğeri olarak biliniyor ve vatandaşlar için bir eğlence ve eğitim yeri olarak amacına ilişkin çok sayıda aktiviteye ev sahipliği yapmasıyla öne çıkıyor. Ayrıca Madrid Hayvanat Bahçesi ve eğlence parkı da burada bulunuyor. Özellikle çocuklarla Madrid’i ziyaret ediyorsanız Casa de Campo’yu listenize ekleyin derim.
- Giriş ücretsiz
2.Debod Tapınağı
Yine güzel bir tarihi yer olan Debod Tapınağı, eski bir Mısır Tapınağı olması bakımından önemli bir yere sahip.
Oldukça popüler yerlerden biri olan bu dini tapınak, Mısır’dan bir armağan olarak 1968 yılında Madrid’e getirilmiş. Tapınağın tarihi ise, M.Ö 2. yüzyıla kadar uzanıyor. O dönemde Kral Adikhalamani için inşa edilmiş olan tapınak, birbirinden iyi korunmuş süslemelere, anıt çevresinde güzel bir bahçeye ve yansıtıcı havuzlara sahip.
Tahmin edebileceğiniz gibi, Debod Tapınağı’nın orijinal evi aslında Madrid değildi. Yapı, eski Mısır’da tanrı Amun ve tanrıça İsis’i onurlandırmak için inşa edilmiş otantik bir tapınaktır. Orijinal konumu, Nil Nehri’ne yakın Aswan şehrinin yaklaşık 15 km güneyindeydi.
Mısır’ın dışında bulunan dünyanın birkaç Mısır mimarisi örneğinden biri olarak, eşsiz tarihi onu Madrid’in diğer birçok büyüleyici manzarası arasında öne çıkarıyor.
Tapınağın içi bir salon, birkaç şapel ve küçük bir müze içeriyor. Tapınağı girişler ise ücretsiz.
Nasıl gidilir ? ; Debod Tapınağı’nın Parque del Oeste’deki konumu, Madrid’in kompakt şehir merkezinden kolayca erişilebilir olmasını sağlar. Kraliyet Sarayı ve Plaza de España gibi diğer ikonik mekanlardan kolay bir yürüyüş mesafesindedir ve toplu taşıma araçlarıyla da iyi hizmet vermektedir. Metro 3 hattını kullanarak Plaza Espana istasyonuna gidebilir, buradan kısa bir yürüyüşün ardından da tapınağa ulaşabilirsiniz.
3.Plaza de Espana
Gran Vía ve Princesa caddelerinin kesiştiği noktada merkezi bir konumda yer alan Plaza de Espana adlı meydan, Gran Via Caddesi’ni keşfettikten sonra mola verebileceğiniz en popüler cazibe merkezlerinden.
Meydanın öne çıkan yeri ise Rafael Martínez Zapatero ve Lorenzo Cullaut Valera tarafından yapılmış ve 1915 yılında açılmış olan Cervantes Anıtı‘dır. Meydanda göletli bir çeşme ve mevsimlik peyzajlı ve ağaçlık alanlar var. Meydanın yanında şehrin iki sembolik binası olan Torre Madrid ve Edificio España’yı da görebilirsiniz.
Torre Madrid, Madrid’in en yüksek binalarından biri. Yaklaşık 141 metre uzunluğunda olan bu bina, 1957’de Julián ve José María Otamendi Machimbarrena kardeşler tarafından inşa edilmiş.
Edificio España ise, Madrid’in en temsili gökdelenlerinden biri olarak kabul ediliyor. 1953 yılında Neo Barok tarzında Otamendi kardeşler tarafından inşa edilmiş. 117 metre yüksekliğinde ve 25 katlı olan bu bina, şehirdeki en büyük sekizinci gökdelen olma unvanına da sahip.
4.Malasana Bölgesi
Madrid’de gece hayatı dendiğinde akla ilk gelen yerlerden biri, şüphesiz Malasana bölgesi oluyor. Şehirdeki en dinamik ve en hareketli bölgelerden biri olan Malasana, daha çok grafitileri ve sokak sanatıyla turistlerin ilgisini çekiyor.
Malasana’da çok sayıda yapılacak turistik aktiviteleri de bulabilirsiniz. Müze, park ve tiyatro gibi cazibe merkezlerine ev sahipliği yapan bu bölge özellikle akşam saatlerinde hareketleniyor. Bar ve gece kulüplerinin yanı sıra, İspanyol tapasları için birbirinden popüler mekanları ve restoranları da burada bulabilirsiniz.
1970’lerde ve 80’lerde Madrid’in karşı kültür hareketinin merkezinde yer almış olan Malasana bölgesi, bohem tipler, hard rock tutkunları ve modanın en gözde takipçileri dahil olmak üzere çok çeşitli insanlarla doludur. Duvarları ve binaları süsleyen çok sayıda güzel ve yaratıcı sokak sanatı eserlerini görebileceğiniz bu bölge, ayrıca Madrid’de konaklama için de tercih edebileceğiniz yerlerden.
5.Gran Via Caddesi
Madrid’de alışveriş için bir planınız varsa, mutlaka Gran Via Caddesi‘ne uğrayın. Burası Madrid’in en meşhur yeri. Ayrıca en kalabalık caddesidir.
Bu caddede, dünyaca ünlü markaları sıralanmış şekilde bulabiliyorsunuz. Bu ünlü alışveriş mağazalarının dışında, birbirinden güzel cafeleri ve restoranları da fazlasıyla bu cadde üzerinde bulmak mümkün. Tabii bu caddenin şehirdeki en pahalı cadde olduğunu da unutmamak gerek.
Burası her ne kadar alışveriş için güzel bir adres olarak bilinse de, Madrid’de gece hayatı için de en havalı yerlerden biri. Hava karardıktan sonra, bambaşka bir yere dönüşen Gran Via Caddesi’nde şehirdeki en iyi gece kulüplerinden ve barlardan bazılarını bulabilir, sabahın erken saatlerine kadar eğlenebilirsiniz.
Gran Via Caddesi’nde Nerede Konaklamalı ; Madrid’de nerede kalınır ? sorusuna en iyi cevaplardan biri de Gran Via’dır. Konaklama için caddedeki en popüler 3 yıldızlı otellerden Petit Palace Chueca veya 4 yıldızlı Hotel Liabeny adlı tesisi öneririz. Ayrıca Gran Via Caddesi’ne 5 dakikadan daha kısa yürüme mesafesinde tüm popüler otellere göz atmak için BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ.
6.Puerta del Sol
Madrid’in en güzel meydanları arasında olan Puerta del Sol, şehrin en hareketli noktalarından biri.
Hemen hemen tüm turistik yerlere açılan kapısı olan bu meydan yakınlarında, aradığınız birçok şeyi rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Birbirinden güzel alışveriş mağazaları, havalı cafeler ve birinci sınıf restoranlarla çevrili olan bu meydan da görülecek çok sayıda cazibe merkezi de bulunuyor.
Burası sadece şehrin değil, İspanya’nın da tam merkezi olarak biliniyor.
Madrid hakkında az çok araştırma yaptıysanız, ayı ve kocayemiş ağacı heykelini görmüş veya duymuşsunuzdur. İşte bu heykel tam olarak bu meydanda bulunuyor.
Siyasi gösterilerden Yılbaşı kutlamalarına kadar her şeye ev sahipliği yapan şehrin ana meydanı olan Puerta del Sol, birçok tarihi bina ve heykellerle çevrili. Ayrıca meydan butikler, barlar ve restoranlarla dolu işlek caddelerle çevrilidir.
7.Plaza Mayor
Madrid’in en ünlü meydanları arasında olan ”Plaza Mayor”, Puerta del Sol’dan sonra şehrin en hareketli yeri olarak bilinir. Bu meydan, Puerta’ya göre biraz daha farklı. Burası, çok daha fazla tarihi yerler ile çevrili ve çevrede görülmesi gereken birçok cazibe merkezi bulunuyor.
Taç giyme törenlerinden boğa güreşlerine kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapmış şehrin bu ana meydanı, Madrid’in en sevilen çekim merkezlerinden biri.
Madrid’de güzel bir akşam yemeği için de popüler adreslerden biri olan bu Rönesans Meydanı’nın tarihi 1600’lü yıllara kadar uzanıyor. Bu yüzden de şehrin en güzel tarihi yerlerini burada bulabilirsiniz.
Burada yapılacak en güzel şeylerden biri de, meydanda bulunan cafelerden birinde oturmak ve insanların koşuşturmacasını seyretmektir.
8.San Miguel Pazarı
Plaza Mayor adlı meydana kısa bir yürüyüş mesafesinde olan San Miguel Pazarı‘nın tarihi 1916 yılına kadar uzanıyor. Art nouveau tarzında inşa edilmiş olan pazar, sadece Madrid halkının değil turistlerin de popüler gezi durakları arasında yer alıyor.
200 tezgahı ile Avrupa’nın en büyük pazarı olma unvanına sahip olan pazar, hem yeme içme hem de yerel halkın yaşamını deneyimlemek için en ideal adres.
1916 yılından 2009 yılına kadar sadece bir gıda pazarı olarak hizmet veren San Miguel, 2009 yılından sonra Madrid’deki ilk gastronomi pazarı olmuş.
İspanya’nın dört bir yanından gelen en kaliteli ürünler ve şarapları da bulabileceğiniz pazar, Madrid’in yerel atmosferini solumak için ziyaret edilmeye değer.
Ayrıca pazar, Madrid’de gezilecek yerler listesinin en ilgi gören çekim merkezlerinden biri.
9.Madrid Kraliyet Sarayı
Madrid’in en önemli tarihi yapılarından biri olan Madrid Kraliyet Sarayı, yemyeşil bahçelere bakan bir tepenin üzerinde konumlanmış. Granit ve beyaz Colmenar adı verilen taşlardan yapılmış olan saray, Philip V tarafından 18. yüzyılda yaptırılmış.
Görkemli Neoklasik cephesiyle göz kamaştıran bu yapının kraliyet koleksiyonları ve freskleri sarayda kaçırılmaması gereken bölümlerden.
Rokoko tarzındaki salonları, birbirinden değerli sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapan odaları, halılar ve aynalar gibi birçok eseri bu sarayda görebilirsiniz. Velázquez, Goya, Rubens, El Greco ve Caravaggio’nun tablolarını ise, saray duvarlarında görebiliyorsunuz.
⇒Giriş ücreti ; Yetişkin 12€, 5-16 yaş arası çocuklar için 6€ ve 5 yaş altı çocuklar için ise ücretsiz.
⇒Ziyaret saatleri ; Saray haftanın her günü 10:00-18:00 saatleri arasında açık (yaz aylarında 20:00’da kapanır)
10.Almudena Katedrali
Francisco de Cubas tarafından Kraliçe Maria de la Mercedes için 1883 yılında yapımına başlanmış olan katedral, görkemli yapısı ve iç mekan süslemeleriyle Madrid’de görülmesi gereken yerler arasında.
Madrid Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alan bu yapı, Madrid’in en büyük dini yapısı olma özelliğine de sahip. 1911 yılında kısmen açılan katedral, İspanya iç savaşı sırasında inşaatı durdurulmuş ve 1950 yılında ise yeniden başlatılmış. Ancak katedral 1990 yılına kadar tam anlamıyla tamamlanamamış.
Neo-Gotik bir mimariye sahip iç mekanda birçok şapelin yanı sıra bir de müze bölümü bulunuyor.
- Giriş ücretsiz
- 10:00-19:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
11.Basilica of San Francisco el Grande (Büyük Aziz Francis Bazilikası)
1761 yılında Fransisken rahibi için inşa edilmiş olan bu dini yapı ise Roma’daki Campitelli’deki Santa Maria Kilisesi’nin mimari planını modelleyen Fray Francisco Cabezas tarafından tasarlanmış.
Bazilikanın neo-klasik tarzdaki cephesi ve kubbesi yapıya 1770 yılında eklenmiş.
Dairesel bir plana sahip iç mekanda 6 şapel bulunuyor ve bu şapeller Maella, Velázquez ve Goya’nın resimlerini sergiliyor.
Ayrıca bu dini yapı içerisinde de bir müze bulunuyor. Müzede birbirinden değerli çeşitli dini sanat eserlerini görebilirsiniz.
- Giriş ücreti ; 4€
12.El Rastro
Pazar günleri Ribera de Coritodores ve Plaza de Cascorro‘ya kurulan El Rasto açık hava pazarında alışveriş yapmak, Madrid’de yapılacak şeyler arasında oldukça popüler.
3.500 tezgahın hem ikinci el hem de sıfır ürünleri sattığı bu pazarda aklınıza gelebilecek binlerce çeşit ürünleri bulabiliyorsunuz, hem de çok uygun fiyatlara.
Madrid’in en büyük bit pazarı olan El Rastro, akıl almaz derece kalabalık olabiliyor. Ayrıca her ürünü öğleden sonra bulamayabiliyorsunuz. Bu yüzden mümkünse sabah saatlerinde pazarı ziyaret edin.
13.Reina Müzesi – Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Müzesi
Kısaca Reina Müzesi olarak da bilinen, oldukça geniş koleksiyona ev sahipliği yapan Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Müzesi, şehirdeki en güzel ve en popüler müzelerden biri.
Mimar Antonio Fernández Alba tarafından inşa edilmiş olan bu şık ve modern bina 1986 yılında bir müze olarak açılmış ve açıldığı günden günümüze Madrid’in en önemli çekim merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor.
Çok sayıda heykele ev sahipliği yapan bahçesiyle de dikkat çeken müze, 39.000 metrekarelik oldukça geniş bir alana yayılmış. Ayrıca müzede restoran ve kafeterya da bulunuyor.
Daha çok İspanyol sanatına odaklanmış olan bu müzede Picasso ve Dalí’nin birbirinden değerli eserlerini görebiliyorsunuz. Bu ünlü isimlere ek olarak daha birçok İspanyol sanatçıların eserlerini de görmek mümkün.
- Giriş ücreti ; 10€
- Ziyaret saatleri ; 10:00-18:00
14.Real Jardin Botanico (Kraliyet Botanik Bahçesi)
Dört terasa dağılmış 5.000’den fazla bitki türü ile Prado Müzesi’nin hemen yanında yer alan hoş bir yeşil alana ev sahipliği yapan Kraliyet Botanik Bahçesi, Madrid’de görülmesi gereken en popüler yerlerden biri. 1755 yılında Fernando VI‘nın emriyle kurulan bu bahçe çok sayıda sergiye ve etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.
Bahçenin en alt ve en geniş kısmında en gösterişli süs bitkileri ile tıbbi, aromatik ve meyve bitkileri bulunuyor. Kurulduğu ilk zamanda tıbbi ilaçların bulunmasına yardımcı olmak amacıyla işlev gören Kraliyet Botanik Bahçesi, günümüzde hem yerel halkın hem de turistlerin en popüler gezi duraklarından biri olarak biliniyor.
- Giriş ücreti ; 5€
- Ziyaret saatleri ; 10:00-18:00
15.Prado Müzesi
Madrid’in en popüler cazibe merkezlerinden biri olan Prado Müzesi, birbirinden değerli koleksiyonlara sahip sanat eserleriyle dikkat çekiyor.
5.000’den fazla tabloya ev sahipliği yapmasıyla, Louvre ile yarışacak türden olan bu müzedeki eserler 100’den fazla odada sergileniyor. Tabii tüm odaları gezmek için vaktiniz olmasa da, belli başlı değerli koleksiyonları görmek için turlara katılmayı düşünebilirsiniz.
Dünyaca ünlü Rönesans ve Barok ustalarının birbirinden değerli koleksiyonlarını görebileceğiniz bu müze sadece İspanya’nın değil, tüm dünyanın en önemli ve en bilinen müzelerinden biri.
- Giriş ücreti ; 15€
- Ziyaret saatleri ; 10:00-19:00
16.Thyssen-Bornemisza Müzesi
Prado Müzesi’ne kısa bir yürüyüş mesafesinde olan Thyssen-Bornemisza Müzesi, Madrid’de gezilecek yerler arasında. Prado, sanata doymak için yeterli olmazsa hemen yakınındaki bu sanat müzesine de göz atabilirsiniz.
Thyssen-Bornemisza Müzesi, 13. yüzyıldan 20. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa sanatına genel bir bakış açısı sunuyor.
Sergilenen yaklaşık 1000 sanat eseri ile koleksiyon, Rönesans, Barok dönemi, Rokoko, Romantizm, Empresyonizm, Fovizm, Ekspresyonizm, modern sanat ve Pop Art’ı kapsıyor. Müze ayrıca 19. yüzyıl Amerikan resimlerinden oluşan mükemmel bir koleksiyona sahip olmasıyla da dikkat çekiyor.
Monet, Dancer in Green, Edward Degas ve Les Vessenots, Vincent van Gogh gibi dünyaca ünlü isimlerin eserlerine de ev sahipliği yapan müze kombineli olarak Prado Müzesi ile birlikte görülebiliyor.
- Giriş ücreti ; 14€
- Ziyaret saatleri ; 10:00-18:30
17.Cibeles Meydanı ve Sarayı
Madrid’in en güzel yerlerinden biri olan Cibeles Meydanı, aynı isimde ev sahipliği yaptığı görkemli sarayı ile ünlüdür.
Günümüzde Madrid Belediye Meclisi’nin evi olarak hizmet veren bu saray, bembeyaz mimarisinin dışında, gözlem güvertesinden sunduğu manzara ile de dikkat çekiyor.
Ünlü Cibeles Çeşmesi‘nin de bulunduğu bu saray meydanı, şehirdeki turistik yerlerin büyük bir bölümüne de oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Ayrıca meydan yakınlarında daha görülmeye değer birçok tarihi binayı da bulabilirsiniz.
18.Puerta de Alcalá
Neoklasik bir tarzda inşa edilmiş olan bu zafer takı, kralların İspanya’nın başkentine gelişini kutlamak için kral Carlos III tarafından yaptırılmış.
Anıt, Francesco Sabatini tarafından tasarlanmış ve 1769 ile 1778 yılları arasında inşa edilmiş. Yaklaşık 30 metre yüksekliğindeki granit giriş kapısıyla dikkat çeken Puerta de Alcala, Cibeles Meydanı’na kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor.
Yapının cephesi heykeller, başlıklar ve dekoratif kabartmalarla süslenmiş. Şehre erişim sağlayan beş eski kraliyet kapısından biri olan Puerta de Alcala, Retiro Park’ın yanında ve Alfonso XII veya Serrano gibi önemli caddelerin birleştiği yerde, Madrid’in turistik ikonlarından birini oluşturuyor.
19.Retiro Parkı
Madrid’in şehir merkezinde huzur dolu bir yer arıyorsanız, Retiro Parkı‘na mutlaka göz atın deriz. 120 hektarlık geniş bir alana kurulmuş olan park, şehirdeki turist karmaşasından ve insan trafiğinden kaçmak için en güzel spotlardan.
17. yüzyıldan kalma tarihi bir park olan Retiro’da yapılacak da birçok turistik aktivite bulabilirsiniz. Kristal Saray, burada mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ayrıca park içerisinde birçok tarihi çeşmeyi de bulabilirsiniz.
Prado Müzesi’ne yürüme mesafesinde bulunan bu parkta, Alfonso XII anıtının yanındaki büyük gölet üzerinde kürek çekerek çevreyi keşfetmeyi de unutmayın.
Montezuma Selvi adı verilen ağaç ise, parktaki en yaşlı ağaçtır ve görülmeye değerdir. Ağacın tarihi 1633 yılına kadar uzanıyor.
20.Las Ventas (Plaza de Toros de Las Ventas)
Las Ventas, 23.798 taraftar kapasitesine ve 60 metrelik bir arenaya sahip, bu da onu İspanya’nın en büyüğü ve Meksika ve Venezuela’nın ardından dünyanın üçüncü en büyük meydanı yapıyor.
Burası bir boğa güreşi alanı. Ancak bu boğa güreşi alanın bulunduğu meydan da oldukça turistik bir yer. Hem boğa güreşi alanını hem de diğer tarihi yapıları bu meydanda görebiliyorsunuz.
Neo-Mudejar tarzında inşa edilmiş ve el boyaması çinilerle süslenmiş, bu arenanın tarihi hakkında bilgiler sağlayan Las Ventas, 1951’de açılan önemli bir boğa güreşi müzesine de ev sahipliği yapıyor.
Boğa güreşi gösterileri olmadığı zamanda da bu arenayı ziyaret edebiliyorsunuz. Rehberli turlar eşliğinde ziyaret edilebilen arenadaki müze bölümünü ve boğaların serbest bırakıldığı yerleri görmek de mümkün.
- Giriş ücreti ; Yetişkin 12€, 5-12 yaş arası çocuklar için 6€
21.Santiago Bernabéu Stadyumu
Madrid’e kadar gidipte Santiago Bernabeu‘yu görmeden de olmaz.
Real Madrid takımının evi olan bu stadyum, 85 bin kişilik kapasiteli. Maçları izleme şansınız olsa da, aşırı pahalı biletlerden dolayı sadece stadyumu boşken görmekle yetinebilirsiniz.
Bu stadyumu dilerseniz turlarla da gezebiliyorsunuz. Bu turlar sizi soyunma odalarına kadar götürüyor. Bireysel olarak görecek olursanız da, bilet fiyatları biraz daha uygun. Ama biraz da futbol tarihi dinlemek isterseniz mutlaka bu turlara göz atın.
- Giriş ücreti ; Yetişkin 25€, 0-13 yaş arası ise 18€
22.Gate of Europe – KIO Kuleleri
Avrupa Kapısı Kuleleri veya KIO Kuleleri olarak da bilinen bu modern yapının bulunduğu yer çok turistik bir yer olmasa da, Madrid’de gezilecek noktalar arasındadır.
Dünyanın ilk eğik gökdelenleri olması bakımından önemli. Ayrıca Madrid’e gittim demek için, birkaç instagram profil fotoğrafı oluşturabileceğiniz güzel bir yer. Görünüşte yer çekimine meydan okuyormuş gibi duran bu kulelere şehir merkezinden metrolarla kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Daha Başka Madrid’de Nereler Gezilir ?
Yukarıdaki 22 yer, Madrid’de gezilecek yerler listesindeki en önemli cazibe merkezleri olsa da, bu listeye daha çok sayıda yer ekleyebiliriz. Yeteri kadar zamanınız kalırsa, aşağıdaki turistik noktaları da rotanıza ekleyin. Hatta günübirlik Madrid çevresindeki turistik yerler için de zaman ayırmayı düşünebilirsiniz.
23.El Capricho Park
1784 yılında Osuna Dükü ve Düşesi tarafından Madrid’in eteklerinde inşa edilen El Capricho, şehrin en güzel ve en az bilinen parklarından biri. İspanyol romantik tarzında tasarlanmış tek parktır. Madrid’in en büyüleyici yeşil alanlarından biri olmasına rağmen, henüz popüler bir gezi rotası değil.
Başlıca ilgi çekici yerlerden biri, Fransız işgalinden sonra restore edilen on sekizinci yüzyıl sarayı ve sakinlerini temsil eden gerçek boyutlu bebeklerin bulunduğu tam donanımlı bir çiftlik evi olan Casa de la Vieja’dır.
Parkta bulunan bir diğer mücevher ise, Merkez Bölge Cumhuriyet Ordusu’nun karargahı olarak hizmet veren İspanya İç Savaşı’ndan kalma bir sığınak. Bu 2000 m2’lik sığınak, yerin 15 metre altında bulunuyor ve askerleri 100 kg’a kadar bombalardan koruyabiliyordu. 1937’de inşa edilen bu site, cephe hattından uzak olması, mükemmel iletişim altyapısına sahip olması ve etrafı ağaç ve çalılarla çevrili olduğu ve iyi gizlendiği için seçildi.
Capricho Park, El Retiro kadar popüler olmasa da, özellikle yazın en sıcak günlerinde, büyüleyici alanlarını keşfetmek ve bereketli bitki örtüsünün tadını çıkarmak için gidilebilecek en güzel yerlerden.
24.San Fernando Market
Tarihi 1944 yılına uzanan San Fernando Market, geleneksel işletmelerin yeniden keşfedildiği bir pazar olsa da şimdilerde alışveriş deneyiminizi sağlıklı ve farklı kılan kültürel mağazaları içeriyor.
Lavapiés semtindeki bu pazarda yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri de Tapas keyfidir. Çok sayıda farklı tapas büfesine ev sahipliği yapan pazara, şehir merkezinden kolaylıkla gidebilirsiniz.
San Fernando Pazarı, ayrıca Madrid’de hediyelik satın alabileceğiniz en popüler yer. Burada, doğal kozmetik ürünleri, el yapımı deri ürünler gibi birçok farklı hediyelik seçenekler bulunuyor. Haftanın her günü 09:00-20:00 saatleri arasında pazarı ziyaret edebilirsiniz.
25.Teatros del Canal
Bu 35.200 m2’lik kompleks, yalnızca sahne sanatlarına adanmıştır. Ulusal Mimarlık Ödülü’nü alan bu son teknoloji bina, mimar Juan Navarro Baldeweg tarafından tasarlanmış ve 2009’da açılmış.
Mekanın üç aşaması var: 843 oturma kapasiteli Sala Roja, 778 koltuklu Sala Verde ve 180 kişi kapasiteli daha küçük bir sahne olan Sala Negra. Aynı zamanda, provalar için kullanılan dokuz dans stüdyosuna sahip Kanal Dans Merkezi’ne (CDC) ev sahipliği yapmaktadır. Komplekste ayrıca soyunma odaları, ofisler ve lobilerin yanı sıra açık havada oturma imkanı sunan bir kafe bulunmaktadır.
Kompleks, klasik metinler ve modern eserlerden konserlere, dansa, flamenko, zarzuela, opera, sirk ve kabareye kadar çok çeşitli stil ve içeriklerle teknik ve sanatsal mükemmelliğe kendini adamıştır.
Teatros del Canal ayrıca Sonbahardan Bahara Festivali, Madrid en Danza, Teatralia, Suma Flamenca ve Arte Sacra gibi Madrid Bölgesel Hükümeti tarafından düzenlenen yıllık festivallere de ev sahipliği yapıyor. Madrid’e seyahat edeceğiniz tarihteki etkinlik takvimine bu yüzden göz atmak isteyebilirsiniz.
26.CaixaForum Madrid
Prado’nun hemen karşısındaki bu kültürel sergi merkezi, dönen sergiler ve şehrin ilk dikey bahçesi ile oldukça modern bir mekandır.
Bir zamanlar bir elektrik fabrikası olan bina, şimdi yansıtıcı bir tasarıma sahip parlak çelik bir merdivenle tamamlanan şaşırtıcı derecede modern iç mekanlara sahip. Buradaki sergiler, geleneksel ressamlardan İspanya’daki mültecilerin hikayesi gibi daha polemik konulara kadar çeşitlilik gösteriyor.
Atocha tren istasyonunun hemen aşağısında ve Prado’nun karşısındaki caddede yer alan CaixaForum Madrid, herhangi bir seyahat programına kolayca uyum sağlar. Yürüme mesafesinde değilseniz, 1 numaralı metro hattı ile oraya ulaşabilirsiniz (Estación del Arte istasyonunda inin). Ayrıca çeşitli şehir içi otobüs hatları ile kolayca erişilebilir.
CaixaForum Madrid, (bireysel veya rehberli bir turla ziyaret edilebilen) sergilere ek olarak, atölye çalışmaları, panel tartışmaları, konserler ve daha fazlası gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Çocuklarla birlikte seyahat ediyorsanız, çocuklar için özel aktiviteler ve turlar bile vardır.
Ana etkinliklere ve sergilere göz atmayı bitirdiğinizde, aç olmasanız bile tesis bünyesindeki restoran görülmeye değerdir.
27.Antón Martín Market
Geleneksel yiyecekler, çiçekçiler, ısmarlama flamenko dans ayakkabıları, gurme sosisli sandviçler, Tayvan yemekleri, vegan ve vejeteryan spesiyaliteleri, deniz yosunu ve çok daha fazlası. Madrid’in tarihi merkezinin kalbinde yer alan Antón Martín pazarı, dünyanın dört bir yanından zıtlıklar ve tatlar bulabileceğiniz yerlerden biridir.
Adını ünlü Plaza de Antón Martín’den alan bu alışveriş merkezi, geleneksel yemek tezgahlarının çeşitli restoranların yanında yer aldığı, İspanya, İtalya, Asya ve İspanya lezzetleri ile büyük ölçüde sokak yemekleri ve dünya mutfağı sunan yeni gurme pazarları trendinin bir parçasıdır.
Madrid’deki Lavapiés ve Las Letras mahalleleri arasında yer alan bu “sokak sanatına uygun” binayı ziyaret ederseniz, geleneksel bir gıda pazarının tipik atmosferini, ancak uluslararası sokak yemekleri satan tezgahlar sayesinde özel bir dokunuşla bulacaksınız.
Pazar üç kata yayılmıştır: zemin ve birinci katlarda 60’tan fazla yiyecek tezgahı ve çeşitli yemek mekanları vardır ve üçüncü katta İspanyol dansı öğreten “Amor de Dios” dans okulunu bulunuyor.
28.Cerro del Tio Pio
Yoğun bir Madrid turunun ardından dinlenebileceğiniz en güzel yerlerden biri olan Cerro del Tio Pio, Numancia’da bulunan yemyeşil ve oldukça geniş bir park. Parkın en güzel yanı ise, Madrid’de gezilecek yerler listesinin olmazsa olmaz çekim merkezlerinden olan Prado Müzesi, Plaza Mayor ve Santiago Bernabeu Stadyumu’na yakın olması.
Puente de Vallecas bölgesinde yer alan ve tepelerinin şekli nedeniyle halk arasında ‘yedi göğüslü park’ olarak bilinen bu parkın, Madrid’in en güzel manzarasını sunduğu söyleniyor.
Farklı yüksekliklere ve eğimlere yayılmış, geniş çim alanları ve ağaçlarla çevrili yürüyüş yolları, burayı şehrin güneyindeki en popüler yeşil alanlardan biri haline getiriyor ve spor ekipmanları, bisiklet yolu, kiosk ve şehir merkezinde bir seyir noktası sunuyor.
29.Casa de America
Carlos Colubí, Adolf Ombrecht ve Manuel Aníbal Álvarez’in eseri olan kireçtaşı bina, Paris’ten gelen mobilyalar, lambalar ve bronzlar, Antwerp’ten kristaller, Royal Goblen Fabrikası’ndan halılar ve seçkin koleksiyonlardan oluşan zengin bir iç mekana ev sahipliği yapıyor. Francisco Pradilla, Manuel Domínguez ve Alejandro Ferrant gibi ünlü ressamların tablolarına da ev sahipliği yapan Casa de America, Madrid’in en sevilen turistik yerlerinden biri olsa da, çok popüler bir yer olmadığından oldukça sakin bir şekilde ziyaret edebiliyorsunuz.
Lineras Sarayı olarak da bilinen Casa de America, Plaza de Cibeles Meydanı, Recoletos Caddesi ve Alcalá Caddesi’ne bakıyor. Bu saray binası neo-Barok tarzıyla da oldukça gösterişli bir mimariye sahip.
30.Teatro Real
Madrid Teatro Real, Avrupa’nın en önemli opera evlerinden biri ve aynı zamanda şehrin en sembolik simge yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Görkemli bina, heybetli Palacio Real’in önünde, Plaza de Oriente’de güzel bir yerleşim bölgesinde yer almaktadır.
Bina 1818’de başlamış ve 1850’de açılmıştır. İlk 75 yıl boyunca, yapının bir kısmı çökene ve 41 yıl boyunca halka kapalı kalana kadar, Avrupa’nın en önemli tiyatrolarından biri olarak kabul edilmiştir.
1966 yılında yeniden açılmış ve odaları senfoni orkestrası konser salonuna dönüştürülmüştür. Daha sonra dokuz yıllık bir reforma tabi tutuldu ve bir opera binasına dönüştürülmüş.
Tiyatroda 1.800 koltuk (sahneye bağlı olarak) ve hareketli platformlara sahip etkileyici bir sahne evi vardır, böylece çeşitli sahneler birleştirilebilir ve tüm performanslar son derece etkileyici hale gelir.
Teatro Real’e giriş ücreti 7€ ve bu cazibe merkezi Madrid Kraliyet Sarayı’na sadece 5 dakika yürüme mesafesinde bulunuyor.
31.Barrio de Salamanca
Madrid’in aristokrasisi ve yüksek burjuvazisi üyeleri için tasarlanmış olan Barrio de Salamanca, Madrid’in en hareketli ve en sevilen bölgelerinden biri. Birbirinden ilgi çekici turistik cazibe merkezlerine ev sahipliği yapan bu bölgede çok sayıda restoran, cafe, bar ve konaklama birimleri de bulunuyor.
Salamanca semti, Ortega y Gasset Caddesi ve çevresinde büyük moda tasarımcılarının butiklerini bulabileceğiniz bir moda referans noktası olan Golden Mile’ı nedeniyle uluslararası alanda tanınıyor.
Bu bölgede ziyaret edilmesi şiddetle tavsiye edilen birçok yer vardır. Birincisi, büyük bir yenilemeden sonra 2014 yılında yeniden açılan ve Antik Yunan gemileri koleksiyonu, Guarrazar hazinesi de dahil olmak üzere çok değerli binlerce Mısır, Yunan, Roma ve İber eseri bulunan Ulusal Arkeoloji Müzesi. Mahallenin ikinci ana cazibe merkezi ise, bu sanat eleştirmeninin geniş sanatsal mirasını sergileyen eski bir konakta bulunan Lázaro Galdiano Müzesi’dir.
Salamanca, şehrin en seçkin bölgelerinden biridir ve ana caddeleri olan Calle de Serrano, Calle de Goya ve Calle de Velázquez en pahalılarından bazılarıdır. Genellikle New York’un Beşinci Bulvarı veya Londra’nın Bond Caddesi ile karşılaştırıldığında, Calle de Serrano lüks markalarla dolu olduğu için “Golden Mile” lakabını almıştır.
Calle de Serrano, Puerta de Alcalá anıtının yanındaki Buen Retiro Parkı’nın köşesinde başlar ve Plaza de la República de Ekvador’da biter. Sokak, Gucci, Prada, Armani ve Cartier gibi uluslararası isimlerin yanı sıra Loewe gibi yerel olarak doğmuş lükslere de ev sahipliği yapıyor. Sokakta daha küçük butikler de var. Diğer İspanyol favorileri arasında olan Sita Murt, Renatta&Go ve NAC’ı da burada bulabilirsiniz.
Aslen şehrin burjuvazisi için inşa edilmiş olan Salamanca, hâlâ ünlüleri, hükümet yetkililerini ve diplomatları cezbetmektedir. Salamanca mahallesine toplu taşıma ile gitmeyi planlıyorsanız, en kolay ulaşım için Retiro, Serrano veya Goya metro istasyonlarına gitmeniz yeterli. Bu istasyonlardan yürüyerek Salamanca mahallesine ulaşabilirsiniz.
32.Matadero Madrid
Eski Arganzuela hayvancılık pazarının ve mezbahanın dönüştürülmüş binalarını işgal eden Matadero Madrid, 148.300 metrekarelik bir alanı kaplar ve mimari, moda, edebiyat ve sinema üzerine son teknoloji drama, müzik ve dans gösterilerine ve sergilere ev sahipliği yapıyor.
Bir zamanlar eski bir mezbaha olan yer, şimdi Madrid’in Arganzuela semtinde bir sanat ve kültür merkezi. Matadero Madrid, sanatçılar çalışmalarını yaklaşık 700.000 metrekarelik alana kurabilecekleri veya gerçekleştirebilecekleri için, gezginlere şehrin birçok yaratıcı yönünü tek bir yerde görme şansı sunuyor.
Mezbahanın inşaatı 1908’de başladı ve kırmızı tuğlalı Mağribi tarzı dış cephesi ile bitmiş ürün hayranlık uyandıran bir şey. Cazibe merkezi, büyük bir açık alanla birbirine bağlanan – başlangıçta hayvancılık pazarları, yönetim ofisleri ve ekipman deposu olarak kullanılan – birçok farklı binadan oluşmaktadır.
Tezgahların birleştiği geniş açık alan genellikle konserler ve gösteriler için kullanılıyor. Alanda her ay satıcıların sanat ve el sanatları, moda parçaları ve daha fazlasını sattığı El Mercado Central de Diseño da bulunuyor.
Matadero, Madrid’in Legazpi mahallesinin Arganzuela semtinde yer almaktadır ve Matadero’ya ulaşmak için Legazpi metro istasyonunu kullanabilirsiniz.
33.Ermita de San Antonio de la Florida
San Antonio de Padua’ya adanan orijinal şapel, IV. Carlos’un emriyle Abanico çeşmesinin önüne inşa edilmiştir. Francisco de Fontana (1792 – 1798) tarafından yaratılmıştır ve bir Yunan haç planına, kısa kollara ve tepesinden büyük bir kubbenin hakim olduğu ve bir fenerle aydınlatılan merkezi bir alan oluşturan yarım daire biçimli bir apsise sahiptir. Şapel, bir dikdörtgen oluşturan, dışa bağlı alanlarla sınırlıdır.
Madrid’deki en iyi neoklasik örneklerden biri olmasına rağmen, San Antonio Şapeli‘ni Madrid’de gezilecek yerler listesinde olması gereken bir yer yapan Goya’nın freskleri ve sanatçının 1919’dan beri defnedildiği yerdir.
34.Ulusal Arkeoloji Müzesi
Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi (Museo Arqueológico Nacional), Madrid’de nümizmatik, arkeolojik ve etnografik buluntuların bulunduğu popüler bir müzedir. Burada, Prehistorya ve Protohistorya’dan Ortaçağ’a ve modern çağa kadar farklı dönemlere ait dört katlı tarihi eserleri keşfedebilirsiniz.
Önemli sergiler arasında ünlü heykel “Lady of Elche”, MÖ 5. yüzyıldan kalma bir İber büstü ve MÖ 6. yüzyılın sonlarından kalma yeniden inşa edilmiş Pozo Moro Mozolesi sayılabilir. Ayrıca nümizmatik, Mısır, Yunan, Roma ve İslam koleksiyonu da bulunmaktadır.
Dünyanın en önemli antika koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan Ulusal Arkeoloji Müzesi (MAN), altı yıl süren kapsamlı bir tadilat sürecinin ardından 2014 yılında yeniden açıldı. Akdeniz kültürlerinden aletler ve sanat eserlerinden oluşan sergileri, tarih öncesinden 19. yüzyıla kadar uzanıyor.
Salamanca Bölgesi’nin kalbinde yer alan müze, Yunan seramikleri, Vizigot adak taçları ve İspanyol İslami fildişi gibi yakındaki Art Walk’un büyük müzelerinde temsil edilmeyen evrensel sanat tarihinin bir dizi bölümünü kapsar.
35.Lazaro Galdiano Müzesi
Barrio de Salamanca’daki görkemli bir konak, Lázaro Galdiano Müzesi’ne ve onun seçkin sanat eserleri koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Goya, El Greco, Zurbarán ve Hieronymus Bosch’un tabloları, bronz figürler, seramikler, cam eşyalar, tekstiller, madalyalar ve çok değerli silahlara ev sahipliği yapan bu müze de, Madrid’de gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz önemli cazibe merkezlerinden biri olabilir.
Müze, binanın dört katına bölünmüş, sade bir düzende, kat ve odalarda metinlerle tamamlanan toplam 4.820 parça sergiliyor.
36.National Museum of Romanticism
Bir zamanlar Matallana Markisi’ne ait olan neo-klasik sarayda yer alan Romantizm Müzesi (Museo del Romanticismo), Romantik dönemde Madrid soylularının şehir yaşamını yansıtan bir ev müzesi olarak hizmet veriyor.
Evin en şaşırtıcı ve çekici kısmı güzel ve gösterişli antikalar ve sanat eserleriyle dolu balo salonudur. Büyük aynalar, altın renkli ipeklerle kaplı yumuşak duvarları yansıtıyor ve avizeler, yoğun bir şekilde dekore edilmiş tavanı vurguluyor.
Matallana Markisi’nin 1776’da inşa edilen eski sarayı, o zamanın Madrid’inin kültürel, politik ve günlük yaşamının özünü yakalayan 19. yüzyıla ait tablolar, mobilyalar ve dekoratif sanatlardan oluşan büyüleyici bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Her yaştan ziyaretçiye farklı bir deneyim sunan müzede, Goya, Esquivel, Madrazo, Alenza ve Bécquer kardeşlerin eserleri, Sargadelos ve Sèvres’ten seramikler, ebonit, lav ve insan saçından mücevherler, porselen bebek koleksiyonu, 15 piyano, imparatorluk ve Isabelline mobilyalar ve hatta Larra’nın kullandığı tabanca bile görülebiliyor.
Bu eşsiz müzedeki en büyülü alanlardan biri, kesiştiği dairesel bir çeşme ile farklı büyüklükteki parterlerle ayrılmış dört caddeye düzenlenmiş, 18. Yüzyıl Fransız modeli tarzında peyzajlı Magnolia Garden’dır. Parterlerin her birinde, bahçeye adını veren bir manolya da dahil olmak üzere farklı bir ağaç vardır. Burada bir kahvenin ve çok çeşitli ev yapımı keklerin tadını çıkarabileceğiniz Museum’s Garden Cafe’de zaman geçirmeyi de unutmayın.
37.Círculo de Bellas Artes
1880 yılında küçük bir sanatçı grubu tarafından kurulan Círculo de Bellas Artes (CBA), Avrupa’nın en önemli özel kültür merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bu multidisipliner merkez her zaman en yenilikçi sanat akımlarını göz önünde bulundurur ve plastik sanatlardan edebiyata, bilim, felsefe, film ve sahne sanatlarına kadar uzanan bir etkinlik programı sunar.
CBA’nın mevcut merkezi, mimar Antonio Palacios tarafından tasarlanan bir binada yer alıyor. Ayrıca Cibeles Sarayı, Merkez Bankası (her ikisi de Calle de Alcalá’da) ve Maudes Sarayı gibi Madrid’in en sembolik binalarının çoğundan sorumlu olan da yine Antonio Palacios’tur.
Círculo de Bellas Artes’teki çatı terası, Madrid’in en muhteşem manzaralarından birini sunuyor. Zaten buradaki ana cazibe merkezi de bu eşsiz manzaraya sahip olan çatı terasıdır. Gran Via caddesini çevreleyen binalarla şehrin kentsel düzenine benzersiz bir bakış açısı sunan bu çatı terasına erişmek için lobideki asansöre binip bir bar ve restoran bulacağınız en üst kata çıkmanız gerekiyor. Biletleri resepsiyondan satın alabilirsiniz.
38.Mercado de la Cebada
Madrid’in merkezi bir semtinde yer alan ve 1875’te açılan Mercado de la Cebada pazar salonu, çok sayıda tezgahın yer aldığı geniş bir alanı kaplıyor. Çok çeşitli kaliteli ürünleri bulabileceğiniz bu pazar, ayrıca Madrid halkının günlük yaşamını deneyimlemek için gidilecek en güzel yerlerden biri.
Mercado de la Cebada adlı bu pazar, özellikle Madrid’de gezilecek yerler arasında olmasa da, pazarın içinde 120 m2’lik tamamen havalandırmalı, klimalı ve kafeterya ile donatılmış, her türlü etkinlik ve çekimlerin yapılabileceği Cebada Space için buraya göz atmaya değecektir.
39.Las Rozas Village
Las Rozas Village, Madrid’in merkezine sadece 30 dakika uzaklıkta, The Bicester Village Alışveriş Koleksiyonu’na dahil olan on bir alışveriş noktasından biridir. Village, Chloé, Kenzo, Sandro, Boss, Scalpers, Montblanc veya Karl Lagerfeld dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası en iyi moda ve yaşam tarzı markalarını içeren 100’den fazla butiğe sahiptir ve yıl boyunca orijinal fiyatta %60’a varan indirimler sunmaktadır.
Burası, benzersiz, güvenli, açık hava alışveriş deneyimi arayanlar için mükemmel bir yerdir.
40.Denizcilik Müzesi
Deniz Müzesi (Museo Naval), İspanyol donanmasının tarihini yansıtır ve Savunma Bakanlığı tarafından yönetilir. Koleksiyonda tablolar, madeni paralar, navigasyon aletleri ve silahlar ve tabii ki yüzlerce askeri ve ticari gemi rekreasyonu yer alıyor.
Deniz Müzesi, 19 Kasım 1843’te İspanya Kraliçesi II. Isabel tarafından Palacio de los Consejos’ta (Konseyler Sarayı) geçici olarak açıldı. Halka açıldığından beri Madrid’de birkaç binada barındırılıyor. Şu anda Madrid Menkul Kıymetler Borsası’na çok yakın olan Paseo del Prado’da yer almaktadır.
İlk bakışta küçük gibi görünse de müze oldukça geniştir ve on beşinci yüzyıldan günümüze nesnelerle kronolojik sıraya göre düzenlenmiş yirmi dört salonu vardır.
En sıra dışı nesneler arasında evrensel bir usturlap, bir güneş saati, bronz toplar ve 1500 yılına ait bir harita yer alır. Her salon, Amerika’nın keşfi veya Trafalgar Savaşı gibi İspanyol denizcilik tarihinin önemli bir anına adanmıştır. Müze, özellikle çocuklarla Madrid’i ziyaret edenlerin uğramak isteyebileceği cazibe merkezlerinden biri.
41.Railway Museum
19. yüzyıl dökme demir mimarisinin muhteşem bir örneği olan eski Delicias tren istasyonunda yer alan Railway Museum (Demiryolu Müzesi), Madrid’de gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz, her yaştan ziyaretçiye hitap eden bir cazibe merkezi.
Büyüleyici bir eski tren ve vagon koleksiyonunun yanı sıra bazı harika model demiryolu düzenlerine ev sahipliği yapan müze 1984 yılından günümüze ziyaretçilerini ağırlıyor.
Müzenin bulunduğu Eski Madrid-Delicias istasyonu ise, Portekiz sınırına kadar devam edecek olan Ciudad Real’e giden demiryolu hattına hizmet vermek üzere 30 Mart 1880’de açılmış ve bu nedenle Madrid’de inşa edilen en eski istasyondur ve başlı başına bir anıt haline gelmiş.
Demiryolu Müzesi, Demiryolu Tarihi Arşivlerine ve İspanya’daki tek amacı demiryolu mirasını korumak, incelemek ve tanıtmak olan Demiryolu Kütüphanesi ve Gazete Kütüphanesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
Madrid Kaç Günde Gezilir ?
Madrid’de gezilecek yerler için 2 günlük bir süre yeterli oluyor, fakat şehirdeki tüm popüler cazibe merkezlerini görmeyi planlıyor, biraz da alışveriş ve gece hayatı için zaman ayırmayı planlıyorsanız Madrid’de kaç gün kalınır ? sorusuna 3 gün ideal bir cevap olabilir, tabii daha uzun süre şehirde kalacak olursanız da yapılacak daha birçok şey de bulabilirsiniz.
Madrid’de Ne Yenir ?
Madrid, İspanya’nın her bölgesinden ve dünyanın geri kalanından yiyeceklere ev sahipliği yapmasıyla dikkat çekiyor. Endülüs mutfağından katalan ve dünya mutfağına kadar Madrid’de her damak zevkine uygun lezzetleri kolaylıkla bulabilirsiniz. Şehirde mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden bazıları ise ;
Cocido madrileño
Madrid’de geleneksel nohut bazlı bir güveç olan Cocido madrileño, et ve sebzelerle hazırlanan en lezzetli ve en popüler yemeklerden biri. Özellikle kışın yenen yemeklerden biri olsa da, yıl boyunca şehirdeki lokal restoranların hemen hepsinde bu yemeği bulabilirsiniz.
Bu geleneksel yemeği denemek için en iyi yerlerden biri, şehir merkezinde bulunan La Bola‘dır. Fiyatlar da şehrin geneline göre gayet uygundur.
Callos a la Madrileña
Madrid şehri ile ilişkili İspanyol mutfağının bir spesiyalitesi olan Callos a la Madrileña, kısık ateşte saatlerce yavaşça pişirilen haşlanmış bir işkembe yemeği. Çoğu zaman inek, kuzu veya morina işkembesi kullanılarak hazırlanıyor olsa da, domuz işkembesi kullanılarak hazırlanan versiyonları da var. Bu yüzden domuz eti yemiyorsanız, inek veya kuzu işkembesini tercih ettiğinizden emin olun.
İspanyol Omleti (Tortilla de patatas)
İspanyol mutfağına özgü bir omlet türü. Yumurta ve patatesin soğan ve sarımsakla karıştırılması ve yağda kızartılmasıyla hazırlanır. İspanya’nın yanı sıra Güney Amerika ülkelerinde de meşhurdur.
Madrid’de birçok restoranda ve hatta bazı cafelerde bile bu İspanyol omletini yiyebilirsiniz. Daha çok kahvaltı için tercih ediliyor olsa da, öğle veya akşam yemeğinde ana yemek olarak da tercih edilebilir.
Bocadillo de Calamares (Kalamar Sandviç)
En basit (ve en geleneksel) bocadillo de calamares, un kaplı, derin yağda kızartılmış kalamar halkaları ile doldurulmuş taze, çıtır çıtır ekmekten oluşur ve başka hiçbir şey yoktur.
Madrid’in büyük Plaza Mayor çevresindeki birçok ara sokak, şehrin en ünlü kalamarlı sandviç barlarından bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Mekan tavsiyesi olarak da, La Campana adlı mekana göz atabilirsiniz.
Madrid’de ne yenir ? adlı yazımızda çok daha detaylı yeme içme rehberini de bulabilirsiniz.
Madrid’de Nerede Alışveriş Yapılır ?
Madrid’de alışveriş için birçok caddeden, AVM’lerden ve bölgelerden bahsetmek mümkün. Şehrin hemen her mahallesinde alışveriş yapılacak bir mağaza, avm ya da alışveriş caddesi bulabiliyorsunuz, bu yüzden Madrid’de alışveriş için özellikle bir yer aramanıza da gerek kalmıyor. Madrid’in en ünlü alışveriş spotları ise ;
Gran Via Caddesi
“İspanyol Broadway” lakaplı Gran Via Caddesi, Madrid’de alışveriş yapılacak en bilindik ve en güzel caddedir. ‘Hiç uyumayan sokak’ olarak da bilinen Calle Gran Via, tiyatrolar, sinemalar, restoranlar ve mağazalarla dolu. H&M, Zara ve Lacoste, burada bir butiği olan dünya çapında markalardan sadece birkaçı. Bazı binalarının hayranlık uyandıran mimarisiyle ünlü bu lüks alışveriş caddesinde El Corte Inglés gibi daha büyük mağazalar da bulunur.
Calle de Preciados
Calle de Preciados, Calle Gran Via’nın hemen güneyinde bulunan bir yaya caddesi. Yaklaşık 500 metre uzunluğundaki bu caddede de dünyaca ünlü markalara ait mağazaları bulabilirsiniz.
FNAC ve El Corte Inglés gibi büyük mağazalara da ev sahipliği yapan cadde, mola verebileceğiniz birbirinden kaliteli tapar barlara ve restoranlara da ev sahipliği yapıyor.
Calle de Serrano
Calle de Serrano, şehir merkezinin hemen kuzeyinde, neredeyse 3 km uzunluğunda bir caddedir. AVM’ler, saat ve mücevher mağazaları, Gucci ve Louis Vuitton gibi birçok uluslararası lüks mağazalarıyla ünlü olan bu cadde de, İspanyol halkın olduğu kadar turistlerin de popüler alışveriş spotlarından biri. Madrid’den ne alınır ? adlı yazımıza Madrid’de alışveriş için çok daha detaylı bir yazı bulabilirsiniz.
Madrid’de Gezilecek Yerler Listesine Eklenebilecek Diğer Cazibe Merkezleri
-
- Platea Market
- Cerralbo Müzesi (Museo Cerralbo)
- Denizcilik Müzesi (Museo Naval)
- Sorolla Müzesi (Museo Sorolla)
- Plaza del Callao Meydanı
Madrid’de gezilecek yerler tabii ki bu 41 yer ile sınırlı değildir. Daha şehirde yapılacak birbirinden güzel şeyleri, görülecek önemli yerleri ve birçok cazibe merkezini bulabilirsiniz. Fakat bu şehirde fazla zamanınız yoksa ve 2-3 günlük bir gezi planı yapıyorsanız, listedeki 41 yer ile başlamanız da yarar var. Ayrıca şehirde çok daha fazla zamanınız varsa Madrid çevresinde gezilecek yerler için de plan yapabilirsiniz.
Booking.com
BENZER YAZILAR