Fransa’nın kuzeydoğusundaki Alsace’de bulunan Mulhouse, dünyanın en büyük araba müzesine, inanılmaz bir tren müzesine, elektrik müzesine ve çok daha fazlasıyla eşsiz bir kültür gezisi sunuyor.
İsviçre ve Almanya sınırlarına yakın bir şehir olan Mulhouse, ayrıca Avrupa’nın diğer şehirlerini keşfetmek için de iyi bir üs konumundadır. Mulhouse bir sanayi kenti olmasına rağmen, Fransız hükümeti tarafından ville d’art et d’histoire olarak onaylanan harika bir turizm merkezi olmaya devam ediyor.
Her geçen gün popülaritesi artan bu şehirde görülmeye değer onlarca yer ve yapılması gereken çok sayıda aktivite var. Sıkılmadan 2-3 gününüzü geçirebileceğiniz bu şehrin en güzel yanlarından biri de Paris ve Marsilya gibi Fransa’nın süper turistik şehirlerine nazaran daha uygun fiyatlı olması. Yeme içmeden konaklama ve toplu taşıma ücretlerine kadar birçok şey, Fransa’nın diğer şehirlerine nazaran daha uygun. Çok ucuz bir şehir olmasa da, yine de Paris kadar pahalı olduğu da söylenemez.
Yazı İçerisindeki Başlıklara Git
Mulhouse Gezilecek Yerler
Mulhouse’da gezip görülecek önemli turistik cazibe merkezlerine geçmeden önce, bu şehirde nerede konaklayabileceğiniz hakkında da kısaca bilgi vermekte yarar var. Şehir, her ne kadar kolay keşfedebileceğiniz, büyük olmayan bir şehir olsa da, konakladığınız yere göre turistik yerlere ulaşım biraz daha zorlaşabiliyor.
Mulhouse’da kalabileceğiniz en iyi ve en merkezi yer, şüphesiz Eski Kent bölgesi. Tarihi şehir merkezi olarak da bilinen bu bölgede hemen her bütçeye uygun bir otel, B&B, daireye ya da konukevi bulabilirsiniz. Burada kalırsanız Mulhouse’daki ana cazibe merkezlerinin büyük bir bölümüne yürüyerek ulaşabilirsiniz. Eski Kent bölgesindeki en popüler otellere göz atmak için tıklayın ; Eski Kent Otelleri. Ayrıca Mulhouse’da nerede kalınır ? adlı yazımızda daha detaylı bir konaklama rehberi bulabilirsiniz.
İşte tüm detaylarıyla Mulhouse gezilecek yerler listemiz ;
1.Musée National de l’Automobile (Ulusal Otomobil Müzesi)
Mulhouse’daki muazzam araba müzesinde 400’den fazla araba var. Araba meraklıları, sergilenen nadir arabalardan bazılarını görmek için dünyanın dört bir yanından geliyor. Çoğunlukla 1870’lerden 1970’lere kadar olan arabalardan inanılmaz derecede iyi korunmuş başyapıtlar var, ancak daha modern olan harika yarış arabalarını da görebilirsiniz.
Müzedeki özel pistte dolaşmak için klasik bir araba kiralamak da mümkün. Fiyatlar biraz pahalı olsa da, bütçe sorunu olmayanlar için unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Müze, Fransız hükümeti tarafından Ulusal Miras alanı olarak listelenmiştir. Araba meraklısı olmasanız bile Ulusa Otomobil Müzesi, kesinlikle Mulhouse gezi rotanızda olması gereken en önemli cazibe merkezlerinden biri.
2.Cité du Train
Cite Du Train, Fransa’nın en büyük demiryolu müzesi ve dünyanın en büyük onuncu müzesinden biri olmasıyla öne çıkıyor.
Müze, ayrıca Fransız Ulusal Demiryolu Şirketi’nin önemli tarihi ekipmanlarının korunmasından sorumludur.
Cité du Train, trenlerin ve demiryollarının tarih boyunca geçirdiği evrimi sergileyen çağdaş bir müzedir. Bu eğitim tesisi, 6.000 metrekareyi aşan kapsayıcı görsel-işitsel sergilerin yanı sıra geniş bir demiryolu taşıtı koleksiyonuna sahiptir. Ziyaretçiler, 1845’te Saint-Gervais-Chamonix-Vallorcine hattının başlangıcından imparatorluk trenlerine ve Fransız demiryolu işçilerinin zorlu yaşamlarına kadar uzanan bir yolculuğa çıkarılıyor.
3.EDF Electropolis Müzesi
Avrupa’da türünün en büyüğü ve elektriğe adanmış bir müze olan Electropolis Müzesi, Mulhouse’daki en ilgi çekici cazibe merkezlerinden bir tanesi.
1901’den kalma çalışan bir buhar jeneratörü ve 17. yüzyıldan günümüze kadar yapılan ilk deneyleri kapsayan bir sergiye ev sahipliği yapan bu müze, her yaştan ziyaretçini ilgisini çekecek türden.
Hayranlık duyacağınız çok sayıda eski makine de var; Voss’un elektrostatik makinesi, Edison’un Dictaphone’u ve TV’lerin ve buzdolaplarının ilk versiyonları.
4.Mulhouse Zooloji ve Botanik Parkı
Mulhouse Zooloji ve Botanik Parkı, güzel peyzajlı arazisinde hem botanik bahçesini hem de hayvanat bahçesini birleştiren bir parktır.
1868 yılında kurulan ve Tannenwald Ormanı’nın 20 hektarını kapsayan Mulhouse hayvanat bahçesinde 170’den fazla farklı türden 1000’den fazla hayvan bulunuyor.
Kutup bölgesi kutup ayıları ve kutup tilkilerine ev sahipliği yaparken, geniş alanlar ise Sibirya kaplanlarına, kar leoparlarına ve fundalıklara ev sahipliği yapmaktadır.
Botanik bahçeleri ise, cennet gibi ve sakindir; yaz aylarında Japonya ve Amerika’dan gelen egzotik ağaçların yanında 400’den fazla İris çiçeği türü çiçek açar.
5.Hotel de Ville
Mulhouse’un eski belediye binası 1552 yılından kalmadır ve Rhone bölgesine özgü rönesans tarzıyla dikkat çekmektedir.
Dış cephenin bir tarafı hariç tümü, adalet, cesaret, ölçülülük, inanç ve yardımseverliğin alegorik resimlerini içeren göz yanılsaması resimleriyle kaplıdır.
Ayrıca, Mulhouse’un tarih öncesinden günümüze kadar olan tarihini anlatan bir müzeyi de bu binada bulabilirsiniz.
Resim, heykel ve tarihi eser sergileri sergileniyor. Birkaç yüzyıl önceki festival günlerinde Mulhouse sakinlerinin en dedikoducu olanların boynuna asılan 25 kiloluk Klapperstein veya “dedikodu taşı” özellikle dikkate değerdir.
6.Tour du Belvédère (Belvedere Kulesi)
Rebberg Tepesi üzerinde yer alan bu 20 metre yüksekliğindeki gözlem kulesinin tepesi, Mulhouse’a ve uzaktaki Vosges Dağları’na bakmak için mükemmel bir yerdir. Şehir Almanya ve İsviçre sınırlarına yakın olduğundan Kara Orman’ı ve açık bir günde İsviçre Alpleri’ni de görebilirsiniz.
Mulhouse hayvanat bahçesinden çok uzakta olmayan Belvedere Kulesi, Mini Eyfel Kulesi olarak da biliniyor. Yükseklik korkusu olanlar için pek uygun değil ama deniz seviyesinden 350 m yükseklikteki tepeden manzara olağanüstü.
7.Ecomusée d’Alsace
Mulhouse’un hemen kuzeyindeki Ungersheim kasabasında, Avrupa’nın en büyük açık hava miras müzelerinden birini bulacaksınız. Bu cazibe merkezinde yıkımdan kurtarılan ve tuğla tuğla yeniden inşa edilen, bölgenin dört bir yanından 70 tarihi evin bulunduğu 100 hektarın üzerinde kırsal alan ve köy yer alıyor. Çömlekçileri, demircileri ve çark ustalarının atölyelerini ziyaret edebilir ve Alsace’deki Orta Çağ yaşamını tasvir eden gösterileri izleyebilirsiniz. Burası, Mulhouse’da kaçırılmaması gereken en güzel cazibe merkezlerinden biri.
8.Musée de l’Impression sur Étoffe (Kumaş Üzerine Baskı Müzesi)
Bu müze dekoratif sanatlara, modaya, yerel tarihe ve tekstil endüstrisine adanmıştır. 1809’dan kalma Lefèvre bakır silindiri ve çok çeşitli dikiş makineleri de dahil olmak üzere, sanayileşmiş baskının ilk yıllarından kalma bazı orijinal makineler var.
Ayrıca Mulhouse’un Noel spesiyalitesi olan Hotel de Ville’yi süslemek için üretilenler de dahil olmak üzere harika baskılı kumaşlardan oluşan bir sergi de var.
9.Salvator Parkı
Şehrin en eski halka açık bahçesi olan Parc Salvator, Mulhouse şehir merkezinin doğu kesiminde yer alıyor. Düzeni Romantik tarzdadır ve sıra dışı deniz kabuğu şeklindeki oditoryumuyla tanınır. Park, Virginia lale ağacı, Kaliforniya tütsü sediri ve Japon pagoda ağacı gibi birçok nadir ağaca ev sahipliği yapıyor.
Yaz aylarında perşembe günleri burada tiyatro gösterilerinden sirk gösterilerine, müzik konserlerinden film gösterimlerine kadar birçok kültürel etkinlik düzenleniyor.
10.Saint-Etienne Tapınağı
Yerden çan kulesinin tepesine kadar 97 metre yüksekliğindeki Gotik Uyanış tarzındaki bu 1859 Kalvinist kilisesi, Avrupa’nın en yüksek Protestan dini yapılarından biridir. Kilise, aynı zamanda Fransa’daki herhangi bir Protestan kilisesinin en büyük çan setini de içerir.
Saint-Étienne Tapınağı yalnızca bir buçuk asırlık olmasına rağmen çok daha eski bileşenler içeriyor: koro kabinleri 1637’de yapılmış ve olağanüstü canlı kurşunlu cam pencereleri 14. yüzyıldan kalma. Yapı, Mulhouse’un ana meydanında yer alır ve zaman zaman konser ve sergilere ev sahipliği yapar.
11.Mulhouse Industrial Society (Mulhouse Sanayi Topluluğu)
Mulhouse Sanayi Topluluğu, Fransızca’da, SIM olarak kısaltılan La Société Industrielle de Mulhouse anlamına gelir. Protestan sanayiciler tarafından 1826 yılında Charles X başkanlığında kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Örgütün amacı yerel imalat ve tarım endüstrilerini geliştirmekti. Sanayi topluluğu güzel sanatlar, kimya, mekanik, ticaret, doğa tarihi, kamu hizmetleri, kağıt endüstrisi, tarih, istatistik ve fotoğrafçılık gibi komitelerden oluşmaktadır.
Bugün Mulhouse’daki müzelerin çoğu, faaliyetlerini hayırsever çalışmaları da içerecek şekilde çeşitlendirdiği için SIM tarafından desteklenmektedir. SIM, baskı kumaşları müzesi, güzel sanatlar müzesi ile hayvanat bahçesi ve botanik bahçesinin oluşturulmasında önemli bir rol oynadı. SIM genel merkezinde ayrıca sergilenen sanatsal, bilimsel ve teknolojik eserlerden oluşan bir koleksiyon var. Mulhouse gezilecek yerler listesine eklenebilecek cazibe merkezlerinden olan bu cazibe merkezi, Eski Kent’e oldukça yakın bir konumda yer alıyor.
12.Musée des Beaux-Arts (Güzel Sanatlar Müzesi)
19. yüzyıla dayanan Avrupa Sanatı tarihine genel bir bakış sunan Güzel Sanatlar Müzesi de, Mulhouse’daki en ilgi gören müzelerden biri.
Müzenin en önemli noktası, Flaman rönesans ustası Genç Pieter Breughel’in ahşap üzerine yağlı boya tablosu olan “La Scène de Patinage” (Paten Sahnesi)’dir.
19. yüzyıl Alsaslı ressam Jean-Jacques Henner’in eserleri, o dönemde Sundgau’daki toplum yaşamına ışık tutuyor; zira müzedeki birçok tablo, sanatçının ailesini, arkadaşlarını ve zengin hayırseverlerini tasvir ediyor.
13.Tour du Bollwerk
Tour du Bollwerk kulesi 14. yüzyılda inşa edilmiştir ve eski Mulhouse’un surlarının bir parçasıydı. 19. yüzyılda mezbahaya yakınlığı nedeniyle Tour du Cochon adıyla anılıyordu. 1898’de tarihi eser olarak listelendi.
İmparatorluk kartalı bize Mulhouse’a 1308 yılında İmparatorluğun Özgür Şehri statüsü verildiğini hatırlattığı için kulenin Mulhouse tarihinde özel bir yeri vardır. Ancak çok popüler bir turistik yer değil. Yine de Eski Kent yakınlarındaysanız bu kuleye de göz atmayı düşünün deriz.
Mulhouse Kaç Günde Gezilir ?
Mulhouse için 2 günlük bir süre fazlasıyla yeterli olacaktır. Ancak Fransa’nın diğer şehirlerine de günübirlik geziler yapmayı planlıyorsanız, seyahat sürenize fazladan bir gün daha eklemeyi düşünebilirsiniz.
Şehrin güneyinde Colmar kuzeydoğusunda ise İsviçre’nin en güzel şehirlerinden biri olan Basel yer alıyor.
Paris’ten trenle yolculuk yaklaşık 2 saat 40 dakika sürmektedir. Bölgede trenle seyahat etmek de kolaydır. Strazburg‘dan Mulhouse’a sadece 45 dakikada, Mulhouse’dan komşu Burgonya’daki Dijon’a ise bir saatte ve Lyon‘a ise 3 saatte rahatlıkla gidebilirsiniz.
MULHOUSE NASIL GEZİLİR ?
Mulhouse, yaya dostu bir şehir. Bu şehirde toplu taşıma araçlarına ya da taksilere pek ihtiyacınız olmuyor. Fakat bu durum konakladığınız yere göre biraz değişiklik gösterebilir. Bu yüzden şehri en iyi keşfedebileceğiniz yer olan Eski Kent sınırları içerisinde bir otelde kalın deriz.
Mulhouse’da Nerede Yenir ?
Café NoMad eski bir dökümhanede bulunuyor ve 2018’de açıldığından beri yerel halk arasında çok popüler. Binanın endüstriyel kökenlerinin bütünlüğü korunmuştur. Ancak tuğla duvarları ve endüstriyel boruları, sıra dışı ve klasik sanat eserleriyle bir araya gelerek şık aydınlatmayla muhteşem bir tezat oluşturuyor. Burger, kaburga ve tavuk teriyaki gibi harika sokak yemeği tarzı yemeklerin yer aldığı bir menü bulacaksınız. Popüler kokteyl listesi, bar taburelerini sürekli olarak dolu tutar. Kremalı, hindistancevizli, çingene ananas bazlı Colada’nanas’ı kaçırmayın. Yerlilerle dolu, aileler, arkadaşlar ve çiftler için harika
Tilvist Coff’Tea Shop‘ta annelerin evde yaptığı yemekler servis ediliyor. Harika bir mağaza, mahalle kafesi ve sosyal çalışma alanı. Bretzels Mulhouse stilini deneyin. Jambon ve yerel peynirle doldurulmuş en lezzetli hamur işleri, lezzetli bir salata ve taze yapılmış smoothie ile mükemmeldir. Daha sonra yerel özel ürünlerle dolu mağaza raflarına göz atın. Çömlekçilik ve züccaciyeden tebrik kartlarına, süs eşyalarına, tekstil sanatına ve muhteşem çantalara kadar zanaatkar yapımı bazı harika ürünler var.
Cafe Mozart ; Yerel halk burayı, konumu ve şehrin ana meydanı Place de la Réunion’un muhteşem manzarası kadar, sansasyonel pastaları ve leziz mevsimlik menüsüyle de seviyor. Kafenin içindeki Patisserie Jacques, seksen yılı aşkın süredir yerel halkı mutlu ediyor. Aile tarafından işletilen işletme artık üçüncü nesil pasta şefi Michel Bannwarth tarafından yönetiliyor. Lezzetli kişler ve turtalar içeren zengin bir menü ile kahvaltı ve öğle yemeği için açıktır. Ama tabii ki pastalar, leziz ve karşı konulamaz klasiklerle ön plana çıkıyor.
BENZER YAZILAR