Barok mimari yapıları ve gösterişli binalarıyla belki de Almanya’nın en güzel şehirlerinden biri olmasına rağmen, çok da popüler gezi duraklarından biri olmayan “Dresden”, adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Son zamanlarda adından söz ettirmeye devam eden güzel şehir Dresden, II. Dünya Savaşı sırasında ülkedeki en çok hasar almış şehirlerden biri olmasına rağmen, çok çabuk toparlanarak günümüzdeki gösterişli halini almış.
Dresden’de gezilecek yerler daha çok tarihi barok yapılardan oluşuyor olsa da, şehirde yapılacak birbirinden güzel turistik aktiviteleri de bulabiliyorsunuz.
Daha çok iş seyahatleri için tercih edilen bir şehir olarak bilinen Dresden, son zamanlarda kültürel mirasıyla da adından söz ettiriyor. Almanya’daki Saksonya eyaletinin başkenti bariz olanın dışında, nehrin muhteşem manzarasına, lezzetli mutfağa, sokak sanatına ve yeni ile eskinin tamamen yeni bir tarz yarattığı ve şehrin canlı atmosferini zenginleştirdiği modern semtlere sahip olmasıyla da tanınıyor.
Dresden gezisi için genellikle 2 günlük bir zaman yeterli oluyor, fakat bu şehirde daha uzun süre kalacak olursanız da, ilgi çekici yapılacak ve görülecek birçok şey bulabilirsiniz…
Yazı İçerisindeki Başlıklara Git
2 Günde Dresden’de Yapılacak En Güzel Şeyler
1.GÜN
- Albertinum
- Brühl’s Terrace
- Frauenkirche
- Dresden Ulaşım Müzesi
- Fürstenzug (Dresden Porselen Duvar)
- Katholische Hofkirche
- Dresden Kalesi
- Yeşil Vault Müzesi
- Zwinger
- Semper Oper (Dresden Opera Binası)
2.GÜN
- Japanisches Palais (Japon Sarayı)
- Markthalle
- Kunsthofpassage Dresden
- Neustadt Bölgesi
- Grosser Garten (Dresden Büyük Bahçesi)
- Dresden Panometer
- Pillnitz Sarayı ve Bahçeleri
2 Günlük Bu Rotaya Göre Dresden’de Nerede Kalınır ?
Dresden’de en ideal konuma sahip ve en popüler olan otelleri yukarıdaki haritada bulabilirsiniz. Haritada görebileceğiniz gibi Dresden’de konaklama için en fazla tercih edilen bölge Altstadt, yani şehrin tam merkezi.
Altstadt bölgesinde konaklayacak olursanız, Dresden’de mutlaka görülmesi gereken yerlere kısa bir yürüyüş mesafesinde olursunuz. Ayrıca şehirdeki en fazla restorana, cafeye ve otele ev sahipliği yapan bölge de burası. Bu yüzden ilk olarak bu bölgeden otel aramaya başlayabilirsiniz.
Otel önerisi olarak da ; 4 yıldızlı Hilton Dresden‘e veya 3 yıldızlı Star G Hotel Premium Dresden adlı otele göz atabilirsiniz.
Dresden’de Gezilecek Yerler
Dresden’de gezip görülecek yerlerin büyük bir bölümü Altstadt olarak bilinen tarihi şehir merkezinde bulunuyor. Ancak şehirdeki bazı turistik noktalar, şehir merkezinin dışında. Ayrıca yine Dresden’in en popüler bölgelerinden biri olan Neustadt da, şehirdeki görülmesi gereken bölgelerden biri. Bu bölge de, Elbe Nehri’nin karşı tarafında bulunuyor.
Günübirlik bir Dresden gezisi planlıyorsanız, sadece Altstadt bölgesinde yer alan cazibe merkezlerini görerek başlayabilirsiniz. 2 günlük bir Dresden gezisi planlıyorsanız da, haritadaki rotayı takip edebilir veya temponuza ve zevkinize göre bir gezi rotası oluşturabilirsiniz.
1.Albertinum Müzesi
Dresden’in en popüler çekim merkezlerinden biri olan, Brühl’s Terrace’da bulunan Albertinum Müzesi, 1884-1887 yılları arasında inşa edilmiş, Romantik ve Realist dönemlere ait zengin eser koleksiyonuna ev sahipliği yapan bir sanat müzesi.
Modern bir sanat müzesi olan Albertinum, içeriye girmeseniz dahi görülmeye değer bir mimariye sahip.
Albertinum’da bulunan Yeni Ustalar Galerisi, Romantik (Friedrich, Richter), Empresyonist (van Gogh, Monet), Sembolist (Klimt, Munch) ve Ekspresyonist ressamların (Klee, Kirchner) eserleriyle dolu. Ayrıca müze, Klasik Antik Çağ’dan 21. yüzyıla kadar çok sayıda heykele ev sahipliği yapıyor.
2.Brühl’s Terrace
Brühl’s Terrace, sadece Dresden’in değil Almanya’nın da en ünlü yerlerinden biri.
Elbe Nehri’ne bakan yaklaşık 500 metre uzunluğundaki teras Dresden’de en iyi manzara seyredebileceğiniz yerlerden biri.
Teras adını 18. yüzyılda duvarlar yıkıldığında burada bir dizi lüks bina inşa eden devlet adamı Heinrich von Brühl’den almış.
1738’de özel bir bahçe olarak düzenlenmiş ve 1814’te halka açılmış olan teras, ‘Avrupa’nın Balkonu’ olarak da biliniyor. Merdivendeki heykel grupları sabah, öğle, akşam ve geceyi temsil ediyor ve Yunus Çeşmesi ise orijinal bahçeden kalan tek bölüm.
Ayrıca Dresden’de hayatta kalan en eski anıt olan Moritz Anıtı da burada bulunuyor. 1553 yılında dikilmiş olan anıt, terasın en ilgi çeken eserlerinden.
3.Frauenkirche
Meryem Ana Kilisesi (Frauenkirche), II. Dünya Savaşı sırasında Dresden’de en ağır hasarı alan tarihi yapılardan biri. Savaş sonrası 1994 yılına kadar bir harabe olarak kalmış olan kilise, 1994-2005 yılları arasında yeniden inşa edilerek günümüzdeki görkemli halini almış.
Orijinal kilisenin tarihi ise 1743 yılına kadar uzanıyor. Barok tarzda inşa edilmiş olan kilise, kurulduğu dönemde Avrupa’nın en güzel kiliselerinden biri olarak kabul ediliyormuş.
İç mekan da en az dış cephe kadar gösterişli ve süslü bir dekorasyona sahip. İç mekanda en dikkat çeken yer, restore edilmiş yüksek sunak oluyor.
Yılda 100’den fazla konsere ev sahipliği yapmasıyla da dikkat çeken kilisenin kubbesine çıkarak Dresden’in şehir manzarasını da seyredebiliyorsunuz.
Kiliseye girişler ücretsiz, ancak 1-2€ bağış yapmanız beklenir. Haftanın her günü açık olan kiliseyi 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Frauenkirche’nin her biri kapının üzerindeki alfabedeki harflerle ayırt edilen yedi girişi var. D girişi kilisenin en yoğun girişi olduğundan dolayı, diğer girişleri de kullanabileceğinizi unutmayın.
4.Dresden Ulaşım Müzesi
Uçaklar, buharlı motorlar, arabalar, motosikletler ve deniz taşıtları dahil olmak üzere tarihi araçların sergilendiği popüler müzelerden biri olan Dresden Ulaşım Müzesi, Dresden’de çocuklarla gezilecek yerler arasında. Daha çok çocuklu ailelere hitap eden bir müze olarak biliniyor olsa da, her yaştan turistin keyifli dakikalar geçirebileceği müzelerden biri diyebilirim.
Stilize bir geminin gövdesinden girilen navigasyon sergisi, 1000 yıllık denizcilik tarihini, teknolojisini ve nehirlerde ve denizlerde yaşayan ve çalışan insanları araştırıyor. Diğer sergiler, motorlu taşıtların icadından günümüze kadar karayolu taşımacılığının ilerleyişini detaylandırıyor ve üçüncüsü ise demiryollarının gelişimini izliyor.
Dresden Ulaşım Müzesi, bir zamanlar kraliyet ahırları olan Dresden’in eski kentinde büyük bir rönesans binası olan Johanneum’da yer alıyor.
5.Fürstenzug (Dresden Porselen Duvar)
102 metre uzunluğunda Saksonya hükümdarlarının atlı alayının duvar resimlerine ev sahipliği yapan bu duvar, Dresden’in en çok ziyaret edilen cazibe merkezlerinden biri.
İlk olarak Saksonya’nın yönetici ailesi Wettin Hanedanlığı’nın 800. yıldönümünü kutlamak için 1871-1876 yılları arasında boyanmış ve 1900’lü yılların başında da bu resimleri korumak amacıyla porselen karolarla değiştirilmiş.
800 yılı aşkın süredir bölgeye hakim olan ünlü aile soyunun uzun saltanatını sergileyen portreler, dükleri ve kralları, bilim adamlarını, zanaatkârları ve dönemin diğer önde gelen Alman figürlerini tasvir ediyor.
6.Dresden Katedrali (Katholische Hofkirche)
Kutsal Üçlü Katedrali olarak da bilinen Dresden Katedrali (Katholische Hofkirche), 18. yüzyılda Gaetano Chiaveri tarafından Barok tarzında tasarlanmış bir kiliseymiş. 1960 yılında katedral statüsüne kavuşmuş olan yapı, daha çok görkemli dış mimarisiyle dikkat çekiyor olsa da, iç mekan süslemeleri ve mezar odası da görülmeye değer.
1739 ve 1751 yılları arasında, barok mimari tarzda inşa edilen Dresden Katedrali, II. Dünya Savaşı sonrası, 1980 yılında yeniden inşa edilerek günümüzdeki halini almış.
Kilisenin etkileyici iç kısmında Balthazar Permoser’in rokoko minberini, Raphael Anton Mengs’in güzel bir sunak resmini ve Gottfried Silbermann’ın gösterişli organını görebilirsiniz.
Dresden Katedrali’nde her çarşamba ve cumartesi günleri ücretsiz konserler veriliyor. Bu konserler, Almanlar arasında olduğu kadar turistler arasında da popüler.
Görkemli mimarisiyle beğenileri toplayan bu katedral, ayrıca Dresden’de gezilecek yerler listesindeki birçok cazibe merkezine de yürüme mesafesinde bulunuyor. Bu yüzden Dresden turunuza katedralden başlamayı ya da katedrale yakın bir otelde konaklamayı düşünebilirsiniz.
7.Dresden Kalesi
Almanya’nın en eski yapılarından biri olan Dresden Kalesi, Dresden Kraliyet Sarayı olarak da biliniyor ve ev sahipliği yaptığı müzeleriyle ilgi görüyor. Dresden Kalesi, aslında içerisinde saray dahil olmak üzere bir çok yapıya ve müzeye ev sahipliği yapan bir müze kompleksi.
Yaklaşık 400 yıl boyunca Saksonya Krallığı seçmenleri ve kralları ile Polonya krallarının ikamet ettiği yer olan kompleks, günümüzde bir saray-müze olarak hizmet veriyor.
Büyük kraliyet ikametgahı, orijinal Romanesk kale ve Rönesans ve Barok eklemeler dahil olmak üzere farklı mimari stillere sahip olmasıyla dikkat çekiyor. II. Dünya Savaşı’nın ardından yeniden inşa edilen kale kompleksi 2013 yılında tamamlanarak ziyaretçiye açılmış. Açıldığı günden günümüze de Dresden’in en önemli çekim merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
Dresden’in tarihi merkezinde bulunan eski bir Kraliyet Sarayı olan Dresden Kalesi, bugün önemli bir kültürel cazibe merkezi ve Almanya’nın en eski sanat koleksiyonlarından bazılarına ev sahipliği yapmasıyla öne çıkıyor.
Sarayda ayrıca Albrecht Dürer, Goya, Michelangelo, Jan van Eyck, Rubens ve Rembrandt gibi sanatçılara ait 500.000 eskiz, baskı ve çizimlerden oluşan Kupferstich-Kabinett bulunuyor. Antik çağlardan günümüze ve dünyanın her yerinden 300.000 parçadan oluşan devlet sikke koleksiyonu Münzkabinett de, saray kompleksi içerisinde kaçırılmaması gereken bölümlerden.
8.Green Vault Müzesi
Dresden Kale kompleksinin batı bölümünün birinci ve ikinci katlarında, Saksonya dönemine ait birbirinden değerli eserlere ve objelere ev sahipliği yapan hazine odaları bulunuyor. Green Vault da bunlardan biri.
16. yüzyılda Saksonyalı Moritz tarafından başlatılmış ve 18. yüzyılda Augusts II tarafından genişletilmiş. Yeşil Tonoz (Green Vault), altın, fildişi, gümüş ve kehribar renginde yaklaşık 3.000 şaheser ile birinci kattaki restore edilmiş 18. yüzyıl odalarına verilen isim ve günümüzde bir müze olarak hizmet veriyor.
Yeniden yapılanmanın ardından 2004 yılında açılmış olan müze, açıldığı günden günümüze hem Alman turistler hem de yabancı turistler arasında popüler gezi duraklarından biri olmaya devam ediyor.
9.Zwinger Sarayı
Zwinger Sarayı, Almanya’nın önde gelen en ünlü tarihi yapılarından biri olarak biliniyor. Dresden’de görülecek en popüler yapılardan biri olmasının yanı sıra, şehrin en eski yapılarından biri.
Zwinger Sarayı da, tıpkı Dresden Kalesi gibi bir kompleks. Bu saray kompleksi, geniş bahçeler, müzeler, köşkler ve çeşmeler içeriyor. Gösterişli mimari yapısının yanı sıra, iç mekan süslemeleri ve sanat eserleriyle de öne çıkan kompleks, Dresden Katedrali ve kalesine kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor.
1710-1728 yılları arasında inşa edilmiş olan saray kompleksi, Matthäus Daniel Pöppelmann tarafından Alman Barok tarzında tasarlanmış.
Etkileyici mimarisinin yanı sıra Zwinger Sarayı, daha çok Dresden Devlet Sanat Koleksiyonuna ev sahipliği yapmasıyla dikkat çekiyor. Bunlar arasında Dresden Porselen Koleksiyonu ve Eski Ustalar Resim Galerisi bulunuyor.
10.Semperoper (Dresden Opera Binası)
Mimar Gottfried Semper tarafından tasarlanan ve adını da mimarından alan Dresden Opera Binası, dünyanın en saygın sahne sanatları mekanlarından biri olarak biliniyor. 1878 yılında kapılarını aralamış olan opera binası, o günden günümüze Dresden’in en popüler çekim merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor.
Operanın Neo-Barok / İtalyan Rönesans salonu II. Dünya Savaşı sırasında, Dresden’ki birçok yapı gibi yıkılmış, ancak kısa süre sonra yeniden inşa edilerek 1980’li yılların sonlarına doğru açılmış.
Birçok opera binası gibi Semperoper’da da, iç mekan oldukça gösterişli. Ancak Semperoper, Avrupa’daki opera binalarının çoğunda bulunmayan dış cephe süslemeleriyle de dikkat çekiyor. Cephede, Goethe, Schiller, Shakespeare, Molière, Euripides ve Sophocles heykellerini dahi görebiliyorsunuz.
Tahmin edebileceğiniz üzere bu opera binasında bir performansa katılmak ciddi anlamda pahalı olabiliyor, ancak binanın iç mekanını turlarla da görebiliyorsunuz. İç mekanı görmeseniz dahi, dış cephesini görmek için bile bu tarihi yapıyı listenize ekleyin derim.
11.Japanisches Palais (Japon Sarayı)
Barok ve Neoklasik tarzda inşa edilmiş olan Japon Sarayı, aslında hemen yanındaki Roma zırhı giyen ve ata oturmuş Augustus’un Sezar pozundaki heykeliyle ilgi görüyor. Şehirdeki en önemli simge yapılardan biri olan bu heykel, Dresden’in Elbe Nehri’nin karşısındaki Neustadt (Yeni Şehir) bölgesinde, merkezi bir konumda bulunuyor.
1736 yılında yapılmış olan bu heykel ‘Altın Süvari’ olarak da biliniyor.
Japon Sarayı’na tekrardan dönecek olursak ; Saray, Çin ve Japon tarzı ile zengin bir şekilde döşenmiş ve Augustus the Strong’un porselen koleksiyonunu (Dresden Porselen Koleksiyonu) barındırmak için inşa edilmiş. Ancak günümüzde Devlet Prehistorya Müzesi ve Dresden Etnoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.
12.Neustadter Markthalle
Neustadter Markthalle, yiyecek ve içeceklerin yanı sıra kıyafet ve hediyelik eşya satılan kapalı bir pazar yeri. Pazartesiden cumartesiye sabah 8’den akşam 8’e kadar açık, ancak akşam 6’dan sonra kıyafet ve hediyelik eşya dükkanlarının büyük bir bölümü kapanıyor.
Dresden’de gezilecek yerler arasında olmazsa olmaz bir cazibe merkezi olmasa da, Dresden’de hediyelik eşya almayı planlıyorsanız bu pazara da uğramayı düşünebilirsiniz.
Ayrıca Neustadter Markthalle, Dresden’de en ucuz yemek yiyebileceğiniz yerlerden biri. Burada çok sayıda küçük lokanta tarzı yemekler bulabilirsiniz. Bu mekanların çoğu, Dresden’in en popüler mekanları arasında yer alıyor.
13.Kunsthofpassage Dresden
Dış cephesinde müzik aletleri gibi şekillendirilmiş bir arapsaçı boruları bulunan Hof der Elemente’yi (Elements Avlusu), Kunsthofpassage adı verilen avlular zincirinin en dikkat çeken yapılarından biri. Dresden’in en çok fotoğraflanan yapılarından biri ve özellikle yağmur yağdığında kendi müziğini yaratmasıyla dikkat çekiyor.
Kunsthofpassage’de daha birçok farklı tarzda binaları görebileceğiniz gibi, grafitilerle süslenmiş sokakları da görebilirsiniz. Neustadt’ta (Yeni Şehir) bulunan Kunsthofpassage boyunca çok sayıda cafe, restoran ve küçük mağazaları da bulabilirsiniz.
Alaunstrasse ile Görlitzer Strasse arasında bir geçit olan Kunsthofpassage çevresinde çok sayıda el sanatları dükkanları da bulunuyor. Burası Dresden’in en havalı ve en turistik yeri, bu yüzden Dresden’de mutlaka görülmesi gereken bir yer diyebilirim.
14.Neustadt Bölgesi
Neustadt yukarıda bahsetmiş olduğumuz Markthalle, Kunsthofpassage ve Japon Sarayı gibi şehrin önde gelen görülecek yerlerine ev sahipliği yapan oldukça büyük bir bölge. Yeni Şehir olarak biliniyor ve Elbe Nehri’nin karşı tarafında yer alıyor. Günübirlik bir Dresden gezisi planlıyorsanız dahi, nehrin bu hareketli diğer bölgesini de keşfedin derim. Çünkü bu bölge, en az Altstadt (Eski Şehir – Dresden’in kalbi) kadar ilgi çekici cazibe merkezlerine ev sahipliği yapıyor.
Dresden için 2 günlük bir gezi planı yapıyorsanız, dolu dolu bir gününüzü bu bölge için ayırabilirsiniz. Yeni Şehirde turistik noktaların dışında yapılacak birçok aktivite de bulabilir, alışveriş yapabilir veya güzel bir gece hayatı deneyimi yaşayabilirsiniz.
Neustadt aslında oldukça eski ama adını şehrin büyük bir kısmının yeniden inşa edilmesi gerektiğinde, 18. yüzyılda çıkan yangından sonra almış. Sokaklar ilginç cafeler, barlar, etnik dükkanlar, yabancı mutfağa sahip lokantalar ile kaplı ve her yerde sokak sanatını görmek mümkün.
Neustadt ayrıca, Dresden’de ucuz konaklama için tercih edilebilecek bölgelerden biri. Düşük bütçeli bir çok oteli bulabileceğiniz bu bölgede, ekonomik daireleri, hostelleri ve pansiyon konseptindeki konukevlerini de bulabilirsiniz. Bölgede otel önerisi olarak ; şehir merkezine 2 km uzaklıkta olan, Yeni Şehir bölgesindeki çekim merkezlerinin büyük bir bölümüne yürüme mesafesindeki 3 yıldızlı Super 8 by Wyndham Dresden adlı otele göz atabilirsiniz.
15.Grosser Garten (Büyük Bahçe)
1676 yılında Fransız Barok tarzında düzenlenmiş olan Büyük Bahçe, 1814 yılından beri halka açık bir yer olarak hizmet veriyor. Bahçede yer alan, 1678 ile 1683 yılları arasında inşa edilen Sommerpalais (Yazlık Saray), Almanya’nın en eski Barok saraylarından biri.
Büyük Bahçe içerisinde ayrıca, Dresden Hayvanat Bahçesi ve Dresden Botanik Bahçesi de bulunuyor.
Grosser Garten’e girmeden önce, sadece hijyene değil, her türlü vücut ve sağlık konularına adanmış olan Alman Hijyen Müzesi’ni de görebilirsiniz.
Yaz aylarında Büyük Bahçe’yi ziyaret ediyorsanız, burada bisiklete binebilir veya temiz hava eşliğinde güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz. Ayrıca bahçede yer alan Yazlık Saray’da, yaz aylarında birçok etkinlik yapılıyormuş, etkinlik takvimine göz atarak ilginizi çekebilecek gösterilerin olup olmadığını görebilirsiniz.
16.Dresden Panometer
Panometer, Dresden’in İkinci Dünya Savaşı sırasındaki trajedisini tasvir ediyor ve şehrin son 75 yılda nasıl yeniden inşa edildiğine açıklık getiriyor. İstanbul’daki Panorama 1453 Tarih Müzesi’ne benziyor diyebilirim.
Burada, Dresden’i 360 derece bir resimde seyredebiliyorsunuz. Şehrin 18. yüzyılda nasıl göründüğünü merak ediyorsanız Panometer, listenize ekleyebileceğiniz cazibe merkezlerinden.
Binanın merkezinden yükselen bir platformdan bakıldığında, Asisi’nin panoraması, hem tarihsel olarak doğru hem de sanatsal olarak işlenmiş yönleriyle 1756 Dresden silüetini tasvir ediyor ve Belçikalı besteci Eric Babak’ın müziği sizi barok ortama ulaştırmanıza yardımcı oluyor.
Avusturyalı sanatçı Yadegar Asisi’nin eseri olan “panometre” terimi, bu sanatçı tarafından, doğal gaz için dairesel bir depolama tankı olan eski bir gazometrenin iç duvarında sunulan panoramanın tanımını somutlaştırmak için icat edilen benzersiz bir terimdir.
17.Pillnitz Sarayı ve Bahçeleri
Saksonya eyaleti başkenti Dresden’in şehir merkezine sadece 15 km uzaklıkta bulunan Pillnitz Sarayı, Avrupa’daki en önemli Çin saray mülklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bir zamanlar bir zevk sarayı ve daha sonra Sakson kraliyet ailesinin yazlık ikametgah yeri olan bu saray, Augustus the Strong döneminde birçok düğün ve festivalin mekanı olarak kullanılıyormuş.
Pillnitz Sarayı Bahçeleri/Parkı ise, 230 yıldan daha eski kamelya, yaklaşık 400 saksı bitkisi ve değerli yaşlı ağaçlar gibi bol botanik hazinelere ev sahipliği yapmasıyla, en az saray kadar ilgi çekiyor.
Çin esintili bir tarza sahip iki saray, ana binanın her iki yanında yer alır. Bu saraylardan birincisi, Dresden’deki tek klasik tarzdaki kubbeli yapıya, yeniden inşa edilmiş kraliyet saray mutfağına ve Katolik şapeline sahip olmasıyla öne çıkıyor.
Pillnitz Sarayı ve Bahçeleri’ne Dresden’den tramvaylar ve otobüsler ile gidebileceğiniz gibi eski çarklı vapurları kullanarak Elbe Nehri üzerinden de gidebiliyorsunuz. En eğlenceli yol Elbe Nehri’ni kullanmak olsa da, vapurlar diğer ulaşım araçlarına göre biraz daha pahalı.
Dresden’de Ne Yenir ?
Sakson mutfağı doyurucu et bazlı yemekler ile tanınırken, Dresden, pasta ve diğer tatlı ürünleriyle öne çıkıyor. Popüler Alman yemeklerinin hemen hepsini bulabileceğiniz Dresden’de, Michelin yıldızlı restoranları bulabileceğiniz gibi bütçe dostu lokal restoranları da bulabiliyorsunuz.
Dresden’de mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden bazıları ise ;
Dresdner Christstollen
Meyveli kek olarak da bilinen Dresdner Christollen, Almanya’nın genelinde popüler bir tatlı olsa da, daha çok Dresden’de tüketiliyor. Hem yerel halkın hem de turistlerin kahveyle tercih ettiği bu kekleri şehirdeki cafelerin ve restoranların çoğunda bulabilirsiniz. Ayrıca bu kekleri paket halinde de satın alabiliyorsunuz, yani Dresden’den eve götürmek için güzel bir hediyelik arıyorsanız bu kekleri de düşünebilirsiniz.
Fettbemme
Saksonya’nın en popüler açık yüzlü sandviç kreasyonu olan Fettbemme, çok doyurucu bir yiyecek olmasa da, öğle yemeklerini geçiştirmek isteyenler için veya kahvaltıda tercih edilebilir. Üzerine isteğe göre domuz veya dana yağı sürülerek hazırlanan sandviç dilimlenmiş kornişonla kaplanmış ve üzerine tuz serpilmiş bir dilim koyu çavdar ekmeğinden oluşuyor.
Dresdner Eierschecke
Dresden’deki hemen cafenin menüsünde bulabileceğiniz bir diğer tatlı kreasyonu olan Eierschecke, bir alt kek tabakası, bir orta tabaka kuarklı cheesecake ve bir üst kat vanilyalı muhallebi içeren bir katmanlı kektir. Bir kısmı krema, bütün yumurta, şeker ve kıvamlaştırmak için undan yapılır.
Dresdner Sauerbraten mit Rotkraut
Sığır etinden yapılan doyurucu yemeklerden biri olan Dresdner Sauerbraten mit Rotkraut, birkaç gün bira ve sirkede bekletilen etten yapılıyor. Genellikle kırmızı lahana ve ekmek köfte ile servis edilir.
Quarkkäulchen
Quarkkäulchen, yaklaşık üçte iki patates püresi, üçte biri kuark peyniri, yumurta ve un içeren ve tarçınla veya kuru üzüm ile baharatlanmış bir Sakson yemeği. Hamur geleneksel olarak keten tohumu yağında küçük krepler olarak kızartılır. Hem tatlı hem de tuzlu olarak, isteğe göre servis edilir.
Avuç içi büyüklüğündeki krepler daha sonra tavada kızartılır ve tatlı çeşidine genellikle tarçın ve şeker serpilir ve elma sosu, sıcak kiraz veya vanilyalı dondurma ile servis edilir. Dresden’de gezilecek yerler arasında popüler olan Frauenkirche yakınlarındaki cafelerin hemen hepsinde Quarkkäulchen bulabilirsiniz.
Dresden Kaç Günde Gezilir ?
Almanya’nın son zamanlarda popüler gezi duraklarından biri olan Dresden, günübirlik bir gezi ile keşfedebileceğiniz şehirlerden değil. Bu şehir için en azından 2 gününüzü ayırın. Daha uzun süre bu şehirde konaklayacak olursanız da, yapılacak birçok aktivite ve görülecek yerleri de bulabilirsiniz. Çok daha fazla bir süre Dresden’de konaklamayı planlıyorsanız da, Dresden çevresindeki turistik noktalara göz atabilirsiniz.
Dresden’e Ne Zaman Gidilir ?
Dresden’in ılıman karasal iklimi, onu tüm yıl boyunca bir turizm merkezi haline getirir. Yazlar boğucu sıcak olabilirken, kışlar aşırı soğuk olabiliyor. Mayıstan ekime kadar olan yoğun sezonda, şehir canlanırken fiyatlar da yükseliyor. Sessizliği sevenler için Aralık ayında bir ziyaret de harika olabilir. Hava oldukça serindir ve şehir, Stollen festivali ile renklenir.
Mümkünse haziran temmuz ayları, değilse eylül ekim ayları Dresden’i ziyaret için düşünülebilecek aylardır.
Dresden Gece Hayatı
Gösterişli kokteyl barlarından dünyanın en iyi biralarından bazılarını sunan geleneksel Alman barlarına, tarihi çevrelerdeki mükemmel şarap tesislerinden geleneksel İrlanda barlarına, Elbe’nin yamaçlarındaki romantik mekanlardan Neustadt’taki (Yeni Şehir bölgesi) gece kulüplerine kadar Dresden’de her zevke ve bütçeye göre bir gece hayatı deneyimi yaşamak mümkün.
Dresden, salsa ve R & B’den tekno ve house’a kadar her türlü müziği çalan, farklı kulüpleriyle sabahlara kadar eğlence konusunda Münih, Hamburg veya Berlin‘i aratmıyor diyebilirim. Mekan tavsiyesi olarak ; Klax Nachtbar (Gece Kulübü), Showboxx, Ballhaus Watzke (Ball- & Brauhaus Watzke) ve Puro Beach adlı bara göz atabilirsiniz.
Dresden’de Alışveriş
Dresden’de alışveriş için çok sayıda yerel mağazaları ve alışveriş merkezlerini bulabiliyorsunuz. Şehrin en yoğun alışveriş bölgesi Altstadt olsa da, Neustadt da Dresden’de alışveriş yapılacak adreslerden. Şehrin geniş, çoğunlukla trafiğe kapalı ana caddesi, ana istasyonun hemen karşısında başlar ve Prager Strasse boyunca, Altmarkt ve Altmarkt-Galerie üzerinden Wilsdruffer Strasse’ye kadar devam eder.
Frauenkirche çevresinde yer alan tarihi mahalle de çok sayıda butik mağazaya ev sahipliği yapar. Nehrin karşı tarafı ise, biraz daha lüks bir alışveriş deneyimi sunar. Burada dünyanın önde gelen markalarına ait mağazaları bulabilirsiniz. Ayrıca nehrin karşısında, Dresden’de gezilecek yerler listesinde olan çok sayıda turistik cazibe merkezi de bulunuyor.
BENZER İÇERİKLER