İstanbul’un en iyi bilinen ve en sevilen ilçelerden biri olan Beyoğlu, daha çok İstiklal Caddesi ve birbirinden ünlü mekanlarıyla öne çıkıyor. Taksim ise bu caddeye açılan kapı görevi görüyor. Meydanı ve gezi parkıyla ünlü olsa da, Taksim gezilecek yerler için çok sayıda tarihi ve turistik cazibe merkezlerinden bahsetmek mümkün. Ayrıca Taksim’de yapılacak birbirinden güzel aktiviteler de bulunabilir.
Taksim, şehirdeki en popüler buluşma noktalarından biri olduğu gibi, insan trafiğinin daima yoğun olduğu yerler arasında başı çeker. Renkli ve eğlenceli tarihi pasajları, meyhaneleri, eğlence merkezleri, sanat galerileri ve çok sayıda gezip görülecek yerleri ile günün her saatinde ziyaret edebileceğiniz muhteşem bir yer.
Bazılarına göre Beyoğlu ; Karaköy’den Taksim’e kadar uzanan bölgedir. Bazılarına göre ise Tünel Meydanı’ndan Taksim’e kadar uzanan bölümdür. Ancak Beyoğlu ilçesi günümüzde 45 mahalleyi içerisine alan koca bir ilçedir. Yani Beyoğlu denince sadece Karaköy Taksim arası değil, çok daha fazlasından bahsetmek gerekir. Ancak İstanbulluların Beyoğlu dediği yer, şehrin önemli kültür, eğlence ve iş merkezlerinden olan ve Galatasaray’ı Taksim Meydanı’na bağlayan İstiklal Caddesi ve çevresi için kullanılır. Bu yüzden Beyoğlu – Taksim gezilecek yerler derken, aslında Taksim, Galata, İstiklal ve çevresinden bahsediyoruz. Buna göre de kaçırılmaması gereken önemli yerleri listeye ekledik.
Yazı İçerisindeki Başlıklara Git
Taksim Gezilecek Yerler
Taksim Meydanı ve meydandaki Cumhuriyet Anıtı’nın bulunduğu yer, Taksim turuna başlanabilecek en güzel ve en ideal yerlerden. Metrolar veya otobüsler ile rahatlıkla ulaşabileceğiniz bu meydan çevresinde gezip görülecek önemli noktalardan sonra meydandan Karaköy’e doğru İstiklal üzerinde bir rota izleyebilirsiniz. Zaten gezilecek tarihi ve turistik yerlerin büyük bir bölümü cadde üzerinde, caddeden girilen sokaklarda veya caddenin arka kısımlarında bulunuyor.
1.Taksim Meydanı
İlk kurulduğu günden günümüze şehirdeki en önemli cazibe merkezlerinden biri olan Taksim Meydanı, Osmanlı zamanında şehir suyunun taksim edildiği yer olmasından dolayı bu ismi almış.
İstanbul’da gece hayatının kalbinin attığı yerler, genelde meydan çevresinde bulunur. Ayrıca bölgedeki birçok ünlü restoranlar ve kafeler de burada bulunuyor. Hem yeme içme hem de eğlence için Taksim’de güzel bir yer arıyorsanız, meydan çevresine göz atarak başlayabilirsiniz.
Hem buluşmaların ve törenlerin hem de protestoların yapıldığı yer olarak da bilinen bu meydan, tam ortasında yer alan Cumhuriyet Anıtı ile öne çıkıyor. Bu anıt 1928 yılında yerleştirilmiş ve o günden beri şehrin sembolik eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. İtalyan bir heykeltraş olan ”Pietro Canonica” tarafından inşa edilmiş olan anıtta M. Kemal Atatürk başta olmak üzere İsmet İnönü’nün, Fevzi Çakmak’ın, askerlerin ve Kurtuluş Savaşı’nda emekleri geçen iki Rus generalin heykelleri bulunuyor.
2.Gümüşsuyu Caddesi
Gerek birbirinden güzel mimari yapıları gerekse sunduğu eşsiz manzara ile şehirdeki en seçkin caddelerden biri olan Gümüşsuyu Caddesi, dünya mutfaklarına sahip birbirinden lezzetli restoranları ile Taksim’in öne çıkan gezilecek yerleri arasında yer alıyor. Avusturya mimari özellikleri taşıyan Alman konsolosluk binası, Art Nouveau ve Barok mimarisiyle ”Gümüşsuyu Palas”, (Orijinal adıyla Azaryan Apartmanı) da cadde gezinizde görebileceğiniz önemli yapılar arasında yer alıyor.
Caddenin Taksim’e bağlanan bölgesi Ayazpaşa olarak anılıyor. Adını Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından biri olan Ayas Paşa’dan alan bu bölge ise, daha çok restoranlarıyla ilgi görüyor. İnönü Caddesi olarak da anılan Gümüşsuyu Caddesi, daha birçok önemli turistik cazibe merkezleri ile başlı başına bir ziyareti hakediyor.
3.Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi
Taksim Meydanı’nda güzel ve merkezi bir konumda bulunan, bölgenin en önemli tarihi yapılarından biri olarak kabul edilen Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, ”Kutsal Üçleme” olarak anılan ”Teslis” anlayışını simgeliyor.
Kutsal üçlü olan Baba, Oğul ve Kutsal Ruha ithaf edilmiş olan bu kilisenin tarihi ise 1879 yılına kadar uzanıyor. Şehirdeki en büyük Ortodoks Kilisesi olması bakımından da önemli olan bu kilisenin mimarı ise Vasilaki Efendi’dir.
Merkezi bir kubbesi bulunan, iki yanında çan kulesi ve Yunan Haç planına sahip olan kilise, daha çok mimari yapısı ve iç mekan süslemeleriyle ilgi görüyor. Aynı isimde Kadıköy‘deki kiliseye nazaran çok daha gösterişli bir mimariye sahip denebilir.
4.İstiklal Caddesi
Taksim – Beyoğlu’nun kalbi konumunda olan bu cadde şehirdeki en işlek, en popüler ve en sevilen caddelerden biri. Birbirinden ünlü pasajları, renkli sokakları, turistik ve tarihi yapılarıyla ilgi gören bu caddede, Taksim gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz çok sayıda yer bulabilirsiniz.
Taksim’den Karaköy’e yani Tünel’e doğru yürümek İstanbullunun sık sık yaptığı şeylerden biri. Ortasından geçen kıpkırmızı tarihi tramvayı ile nostalji yaşayabileceğiniz yerlerden biri olan bu caddenin ara sokakları ise, bambaşka bir şehir manzarasına açılıyor. Eğlence merkezinin kalbi olarak bilinen Nevizade Sokak, şehirdeki en romantik mekanlardan bazılarına ev sahipliği yapan Fransız Sokağı (Şimdilerde Cezayir Sokağı) ve çok daha fazlasıyla sıkılmadan yarım gününüzü bu cadde üzerinde geçirebilirsiniz.
Gece gündüz şehirdeki en hareketli yerlerden biri olan caddede, çok sayıda mağaza da bulabilirsiniz. Bazıları ünlü markalara, bazıları ise yerel markalara ait olan mağazalardan oluşuyor. Ayrıca rakı-balık için birçok mekana ev sahipliği yapan İstiklal Caddesi, akşam saatlerinde bambaşka bir sahneye ev sahipliği yapıyor. Beyoğlu ve Taksim gece hayatının kalbinin attığı bu caddeyi, hem gün içinde hem de mümkünse gece görün deriz.
Osmanlı Döneminde burada yaşayan Levantenler ve diğer yabancı halk caddeye Büyük Pera Caddesi anlamına gelen ”Grande Rue de Pera” diyormuş. Tabii zamanla Pera’nın adı Beyoğlu olarak değişmesi ve yabancıların buradan ayrılmasıyla caddenin ismi de İstiklal olarak değişmiş.
5.Çiçek Pasajı
Beyoğlu’nda, eğlence, akşam, rakı-balık, meyhane dendiğinde akla tek yer gelir ; Çiçek Pasajı. Sadece Beyoğlu’nun değil koca şehrin müdavimi olduğu yerlerden biridir aslında.
Bu pasajda hayat gündüzleri oldukça sakin geçer. Gece olduğunda ise içerideki onlarca mekanda yer bulamazsınız. Tabii bu durum daha çok hafta sonu geceleri için geçerli. Yani pasaj hemen hemen her gün kalabalık olur, ancak hafta sonu adeta iğne atsan yere düşmez misali..
İçeride şehirdeki en ünlü meyhaneleri bulabilirsiniz. İkinci Bahar ve Sev İç restaurant gibi uzun bir geçmişe sahip olan mekanlar da burada.
Pasaj, 1905 yılında Sadrazam Sait Paşa tarafından yaptırılmış. Yapıldığı yıllarda çok sayıda çiçekçinin bulunduğundan dolayı da ”Çiçek Pasajı” olarak anılıyormuş. Yemeden içmeden de bu tarihi yapının muhteşem mimari yapısını incelemek için içeriye göz atabilirsiniz.
6.Sent Antuan Kilisesi
Taksim’den Tünel’e cadde üzerinde yürüdüğünüzde sol tarafınızda görebileceğiniz yapılardan biri de meşhur Sent Antuan Kilisesi.
Şehirde cemaati en geniş olan kilise olma özelliğine de sahip olan Sent Antuan, etkileyici ve gösterişli mimarisi ve iç mekan süslemeleriyle mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Yüksek demir parmaklıklar ardında bulunan kilisenin tarihi ise 1725 yılına kadar uzanıyor.
İlk kez 1725 yılında Osmanlı’nın himayesi altında bulunan katoliklerin ibadet edebileceği bir yer olarak inşa edilmiş. Ancak bu kilise 1904 yılında yapılan tramvay yolu çalışmalarından dolayı yıkılmış ve kilise farklı bir arazide 1906 yılında yeniden inşa edilmeye başlanmış. 6 yıl sonra inşaatın tamamlanmasıyla 1912 yılında ibadete açılan kilise, Papa XI.Pius tarafından 1930 yılında bazilika statüsüne yükseltilmiş. O günden günümüze çok iyi bir şekilde korunmuş olan kilise, görkemli yapısı ve süslemeleriyle Taksim gezilecek yerler listesinde önemli bir yere sahip.
7.Galatasaray Lisesi
Beyoğlu’nun mihenk taşlarından biri olarak kabul edilen Galatasaray Lisesi, Pasajın hemen karşısında güzel ve dikkat çeken bir konumda bulunuyor.
Saray kapılarıyla kıyaslanabilecek anıtsal bir kapıya sahip olan bu yapı, tarihi bir öneme sahip olmasının yanı sıra, mimari yapısıyla da dikkat çekiyor. Binanın tarihi ise 1481 yılına kadar uzanıyor. Çalkantılı bir tarihi olan bu lise ilk kez 1481 yılında II. Bayezid tarafından yaptırılarak Enderun mektebi, yani saraydaki devşirme görevlilerinin eğitim binası olarak açılmış.
İlk olarak Galata Sarayı Hümayun Mektebi, ardından Mekteb-i Sultani ve son olarak Galatasaray Lisesi olarak anılmış. Günümüzde bu isimle anılan lise, 1675 senesinde Osmanlı’nın içinde bulunduğu iç karışıklıklardan dolayı ve ödenek yetersizliğinden tasfiye edilmiş.
1715 yılında ise yeniden açılır. Enderunların kaldırılmasından dolayı bina 19. yüzyılın başlarında tıbbiye ve kışla olarak hizmet vermeye başlamış.
1868 yılına gelindiğinde ise bina, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz’in emriyle Batılılaşma ve Tanzimat çalışmalarının bir simgesi olarak ”Mekteb-i Sultani” adıyla yeniden eğitim vermeye başlıyor. Musevi, Katolik ve Ortodoks öğrencilerin de eğitim aldığı okul, Cumhuriyet’in ilanıyla Galatasaray Lisesi adını alır. Fransızca olan temel dil yerine genel kültür dersleri Türkçe verilmeye başlanır.
Batı ile Doğunun sentezini oluşturan günümüzdeki Galatasaray Lisesi’nin mimarı ise Sarkis Balyan’dır. Daha fazla bilgi için resmi web sayfasına göz atabilirsiniz.
8.Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi
Sanatseverler için güzel bir deneyim sunan Vedat Nedim Tör Müzesi, diğer adıyla Yapı Kredi Yayınları ve Müzesi de Beyoğlu Taksim’de yer alan önemli gezi duraklarından. Türk Kültür ve Sanat yaşamına katkılarıyla tanınan Vedat Nedim Tör’ün ismini taşıyan müze 1992 yılında kurulmuş.
Yapı Kredi bünyesinde olan müze madalyalar, kumaşlar, nakışlar, çok sayıda sikkeler ve metal eşya koleksiyonuyla ilgi görüyor. 55 bin parçalık madeni para koleksiyonuyla ünlü olan müze, tarihi 1950’lere uzanan etnografik ve nümizmatik koleksiyonlarıyla da dikkat çekiyor. Girişlerin ücretsiz olmasından dolayı 5-10 dakikalığına da olsa göz atmaya değer bir yer diyebiliriz.
9.Masumiyet Müzesi
İstiklal’in kalabalığından kurtulmak ve biraz daha sakin bir müze ziyareti yapmak için Masumiyet Müzesi‘ni de listenize ekleyebilirsiniz. Müzeye Sent Antuan Kilisesi ziyaretinden sonra kilisenin hemen yanındaki sokaktan girerek ulaşabilirsiniz. Oldukça ilgi çekici bir yer olan Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un aynı isimdeki kitabından esinlenerek, kendisine ait olan bir evin müzeye dönüştürülmesiyle hayat bulmuş.
Romantik bir müze olarak da anılan bu müzenin her bir katı, Orhan Pamuk’un yıllarca biriktirdiği, eskicilerden ve müzayedelerden aldığı birbirinden değerli nesnelerden oluşuyor. 2014 yılında ”Avrupa Yılın Müzesi Ödülü”nü alan müze, Füsun ile Kemal karakterleri arasında geçen ilişkiyi anlatıyor.
Pazartesi günleri kapalı olan müzeye giriş ücreti ise yetişkin 60 TL, öğrenci ise 30 TL’dir. Aynı isimdeki kitabı alacak olursanız, kitabın arkasında tek sefere mahsus ücretsiz olarak müzeye girebileceğiniz bir bilet de bulunur. Daha fazla bilgi için ; tr.masumiyetmuzesi.org
10.Cihangir ve Çukurcuma
Masumiyet Müzesi’ne de ev sahipliği Çukurcuma, şehirdeki en eski semtlerden bir tanesi. Birbirinden güzel antikacıları, restore edilmiş tarihi evleri ve cafeleriyle sevilen bir semt. Taksim’den, Sıraselviler’in bitiminden sağ tarafa doğru aşağı inen sokağı takip ettiğinizde Çukurcuma’nın kalbinin attığı yere ulaşabilirsiniz.
Çukurcuma’da yapılacak çok fazla şey olmasa da, buradaki antikacıları gezerek, popüler cafelerinden birinde mola verebilir, Çukurcuma Camii’ni veya yukarıda bahsetmiş olduğumuz Masumiyet Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Cihangir ise başlı başına gezilmesi gereken yerler arasında. Kedileriyle ve mahalle sıcaklığını korumayı başaran nadir semtlerden biri olmasıyla öne çıkan Cihangir, şehir içinde şehir yaşamak isteyenlerin, mahalle atmosferine özlem duyanların ve sakin bir gezi turu yapmak isteyenlerin göz atabileceği bir yer.
Semt adını Kanuni Sultan Süleyman‘ın erken yaşta ölen oğlu Şehzade Cihangir için yaptırmış olduğu camiden alıyor. Birçok yabancının da ikamet ettiği bu sıcacık semt, Beyoğlu Taksim’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
11.Galata Kulesi
Gelelim Galata’ya. Beyoğlu gezilecek yerler dendiğinde akla ilk gelen yerlerden biri de, şüphesiz Galata semti ve sahip olduğu birbirinden değerli tarihi ve turistik cazibe merkezleri.
Bunlar arasında yerli ve yabancı turistlerin en sevdiği yapılardan biri ise, tarihe meydan okuyan yapılardan biri olan Galata Kulesi.
Taksim’den veya İstiklal’den kuleye yürüyerek 15-20 dakika içerisinde rahatlıkla ulaşılabilir.
Efsaneleriyle ünlü Galata Kulesi, günümüzde Beltur tarafından bir restaurant&cafe olarak işletiliyor. Yani dilerseniz eşsiz şehir manzarasına karşı güzel bir kahvaltı yapabilir veya romantik bir akşam yemeğinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Kule, özellikle hafta sonunda aşırı kalabalık olabiliyor. Hem yerli hem de yabancı turistler, bir de kahvaltı veya öğle yemeği için gelen İstanbullu ile birlikte aşırı yoğun bir insan trafiğine maruz kalabiliyorsunuz. Bu yüzden kuleyi hafta sonu ziyaret etmeyi planlıyorsanız, öğleden sonra hava kararmadan önce ziyaret etmenizde yarar var.
2022 yılı itibariyle giriş ücretinin 100 TL (Öğrenci 50 TL) olduğu kuleye asansörler ile çıkabiliyorsunuz. Tepeye ulaştığınızda ise 360 derecelik eşsiz bir şehir manzarası sizi karşılıyor. Alan oldukça dar ve küçük olduğundan dolayı, çok fazla zaman geçiremiyorsunuz, ancak Galata’ya kadar gelip de İstanbul’un simge yapılarından biri olan bu tarihi kuleyi görmeden de olmaz.
Kulenin bulunduğu çevrede, şehirdeki en popüler cafelerden ve restoranlardan bazılarını da bulabilirsiniz. Çok sayıda küçük cafenin bulunduğu kule çevresine göz atmayı da unutmayın.
12.Galata Mevlevihanesi Müzesi
Hazır Galata’ya kadar gelmişken şehirdeki ilk Mevlevihane olan Galata Mevlevihanesi‘ni de Beyoğlu Taksim gezilecek yerler listenize ekleyebilir ve bu mistik cazibe merkezini de ziyaret edebilirsiniz. Beyoğlu’ndaki en önemli Osmanlı eserlerinden biri olan bu tarihi yapı bir müze olarak faaliyet gösteriyor. Hatta müzekart ile ücretsiz olarak müzeyi ziyaret edebiliyorsunuz.
Tarihi 1491 yılına kadar uzanan bu Galata Mevlevihanesi, Afyon Mevlevihanesi Şeyhi Divane Mehmed Dede tarafından kurulmuş. Eskiden Kulekapısı Mevlevihanesi ve Galipdede Tekkesi olarak da anılmış ve günümüzdeki haline 2008-2011 yılları arasında yapılan yenileme ve çevre düzenleme sonucunda gelmiş.
Evrensel değerlere sahip kültürel miraslarımızdan biri olan Galata Mevlevihanesi Müzesi’ndeki eserler Semahane’de sergileniyor. Müzenin üst kısmı ahşap kafeslerle ayrılmış ve 18. yüzyıl Barok üslubu izleri taşıyor. Burada divan şairlerine ait olan divanlar kronolojik bir sıra içerisinde sergileniyor. Mevlevihane ; semahane, derviş odaları, hünkar mahfili, bacılar dairesi, şeyh dairesi, ecnebiler mahfili, sebil, muvakkithane, mutfak, kütüphane, türbeler ve hazine bölümlerinden oluşuyor.
Pazartesi günleri kapalı olan müzeyi haftanın diğer günleri 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücreti 25 TL olan müzeyi, müzekartlar ile ücretsiz olarak ziyaret edebiliyorsunuz.
13.Kırım (Anglikan) Kilisesi
Sri Lankalı Anglikan cemaati tarafından kullanılmış olan bu tarihi kilise, Galip Dede Caddesi’ne çıkışı olan Serdarı Ekrem Sokağı’nda oldukça kolay bulunabilecek bir yerde bulunuyor. Eskiden Rum Mezarlığı’nın bulunduğu bir yerde, 1858-1868 yılları arasında Neo Gotik bir üslupla inşa edilmiş.
İngiltere’nin en tanınmış mimarlarından biri olan G.E Street tarafından yapılmış olan bu kilisenin inşasında, şehirde daha birçok tarihi yapıda görebileceğiniz Malta Taşı kullanılmış. Kilisenin Kırım Kilisesi olarak anılmasının nedeni ise, kilisenin Sultan Abdülmecid’in İngilizlere bağışlamış olduğu arazi üzerinde Kırım Savaşı anısına yapılmış olmasıdır. Bundan dolayı ”Kırım’ı Anma Kilisesi” olarak da biliniyor.
1970’li yıllara gelindiğinde cemaatin azalmasından dolayı ibadete kapatılmış olan kilise, 1990’da Anglikan Kilisesi rahibinin öncülüğünde Sri Lankalı mülteciler tarafından onartılmış ve tekrardan ibadete açılmış. Günümüzde kilisenin içini dilerseniz ziyaret edebilirsiniz.
14.Kamondo Merdivenleri
Gelelim Karaköy’e. Karaköy’e ulaşım için tarihi füniküler hattını da kullanabilirsiniz. Taksim’den çok rahatlıkla ulaşabileceğiniz bu güzel semtte birbirinden güzel ve önemli gezilecek ve görülecek yerler bulunuyor.
Karaköy’ün her sokağında, caddesinde ve köşe başlarında eşsiz bir tarih yatıyor. Birbirinden farklı tarihi yapıları ve ilginç ve dikkat çekici hikayeleriyle Taksim’den sonra mutlaka uğranılması gereken bir yer diyebilirim.
Kamondo Merdivenleri ise buradaki en önemli tarihi yapılardan biri. Aslında daha çok hikayesi ve tarihi ile dikkat çekiyor olsa da, Karaköy’deki popüler Instagram spotlarından biri. Voyvoda Caddesi ve Banker Sokağı’nın kesiştiği noktayı bir araya getiren bu merdivenlerin tarihi ise 1870 yılına kadar uzanıyor. Adını ise dönemin oldukça ünlü ve varlıklı ailelerinden biri olan Kamondo Ailesi’nden alıyor.
Kamondo ailesinin en büyük fertlerinden olan Abraham Salomon tarafından yaptırılmış olan merdivenler uzun bir süre ”Aşıklar Merdiveni” olarak anılmış. İçinde bir aşk hikayesi olsa da, bu aşk bir sevgiliye değil, torunlara olan aşktan geliyor. Abraham Salomon’un torunları o dönemde Avusturya Lisesi’nde okuyormuş. Ancak bu torunların okula gidip gelmesi oldukça zaman alıyormuş. Bunu farkeden Salomon torunlarının çok daha rahat bir şekilde okula gidip gelebilmeleri amacıyla bu merdivenleri inşa ettirmiş.
Kamondo Merdivenleri’nin döner bir şekilde ve iki parça olarak tasarlanmasının nedeni ise, yukarıdan biri aşağıya doğru düştüğünde en azından bir noktada durabilmesini sağlamakmış. Torunlarının rahatını düşünen Salomon’un onları korumak adına böyle bir mimari yapı yapmak istemiş.
15.Arap Camii
İstanbul‘da ilk ezan sesinin duyulduğu camii olan Arap Camii, perşembe pazarında bulunuyor. Taksim’den çok rahat bir şekilde yürüyerek ulaşabileceğiniz bu tarihi yapı kiliseden camiye dönüştürülmüş.
Hakkında çok sayıda rivayetin ve teorinin olduğu caminin ilk kez MS 717 yılında Abdülmelik oğlu Mesleme tarafından yaptırıldığı söyleniyor.
Sivri külahlı kare biçimindeki kulesiyle bölgenin birçok yerinden rahatlıkla görebileceğiniz camiye Arap Camii denmesinin nedeni ise, caminin ilk defa Araplar tarafından inşa edilmiş olmasından dolayıymış. İlk kez bir camii olarak kurulmuş olsa da yapı, Arap Ordusu’nun bölgeden ayrılmasıyla kiliseye dönüştürülüyor ve günümüzde minare olarak faaliyet gösteren çan kulesi inşa ediliyor. Fatih Sultan Mehmet’in şehri fethetmesinden kısa bir süre sonra tekrardan camiye çevrilmiş.
O dönemde İspanya’dan gelen Endülüs Araplarının bir kısmının bu bölgeye yerleştirilmesiyle camii, Arap Camii olarak anılmaya başlanıyor. Günümüzdeki halini ise 1913-1919 yılları arasında yapılan geniş çaplı restorasyondan sonra almış olan camii, Beyoğlu – Taksim gezilecek yerler listesinde olması gereken, Karaköy’ün en iyi bilinen tarihi yapıları arasında.
16.Yeraltı Camii
Yine Karaköy’de bulunan Yeraltı Camii, Taksim’den yürüyerek kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir konumda bulunuyor.
Daha çok camii içerisinde yer alan sahabeleriyle ilgi gören bu camii, şehirdeki en eski camilerden biri olması bakımından da önemli.
578-582 yıllları arasında inşa edilmiş olan camii, Bizans döneminde uzun bir süre zindan olarak kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet döneminde bir süre mahzen olarak kullanıldıktan sonra 1752 yılında tekrardan camiye çevirilerek günümüze kadar gelmeyi başarmış.
Bu tarihi yapı, yerin altına inşa edildiğinden dolayı Yeraltı Camii olarak anılıyor. Günümüzde camii içerisinde ”Amr Bin As (Vahab b. Husayra) – Vehb Bin Huseyre ve Süfyan bin Üveyre’nin burada gömüldüğü rivayet ediliyor. Bu nedenle de camii daha çok dilek dilemek isteyenler tarafından ziyaret ediliyor. Özellikle Kadir gecelerinde kalabalık olan bu camiyi de yeteri kadar zamanınız varsa listenize ekleyebilirsiniz.
17.Pera Müzesi
Taksim’den ve İstiklal’den kısa bir yürüyüş sonrasında ulaşabileceğiniz Pera da, Taksim’de gezip görülecek yerler arasında. Özellikle Pera Müzesi, bölgenin en çok rağbet gören müzeleri arasında yer alıyor. Oryantalist Resim Koleksiyonu ve Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu ile dikkat çeken müze, başta Osman Hamdi Bey’in en ünlü eserlerinden biri olan ”Kaplumbağa Terbiyecisi” olmak üzere birbirinden değerli eserlere ev sahipliği yapıyor.
Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu ve Fotoğraf Koleksiyonu’nun da yer aldığı Pera Müzesi’nde ayrıca yıl boyunca çok sayıda geçici sergiler de yer alıyor. Resmi web sayfası (www.peramuzesi.org.tr) üzerinden bu geçici sergileri de takip edebilirsiniz.
Meşrutiyet Caddesi üzerinde oldukça merkezi bir konumda bulunan Pera Müzesi’ne müzekartlar ile ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. Müzekartınız yoksa 20 TL gibi cüzi bir ücret ödeyerek müzeye girebilirsiniz.
→Pazartesi günleri kapalı olan müzeyi 10:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca her cuma günü müzeyi 18:00-22:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Müze her çarşamba günü öğrencilere ücretsizdir.
Pera Palas Otel‘de Pera Müzesi’nden sonra görülmeye değer 120 yıllık tarihi bir yapı. Günümüzde lüks bir otel olarak faaliyet veren bina, mimari yapısı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kaldığı 101 numaralı odasıyla görülmeye değer. Bu odayı ve ünlü polisiye roman yazarlarından biri olan Agatha Christie’nin 11 gün kaldığı 411 nolu odayı görebiliyorsunuz. Bu odalar korunmuş odalar olduğundan ziyaretçinin görüşüne açıktır.
18.Madame Tussauds İstanbul
Beyoğlu Taksimde görülmesi gereken yerlerden biri olan Madame Tussauds İstanbul, dünyaca ünlü bir balmumu heykel müzesi.
Çocuklarla gezilecek en güzel İstanbul müzelerinden olan bu balmumu heykel müzesinde, geçmişten günümüze birçok ünlü ismin heykellerini görebiliyorsunuz.
Müze, Fatih Sultan Mehmet’ten Mimar Sinan’a ve Atatürk’e, Madonna’dan Justin Bieber ve Lady Gaga’ya, Adile Naşit’ten Barış Manço’ya kadar birçok önemli ismin heykellerine ev sahipliği yapıyor.
- Giriş ücreti 108 TL.
19.Taksim Gezi Parkı
Taksim Meydanının kuzeydoğusunda Cumhuriyet, Asker Ocağı ve Mete caddeleri arasında yer alan şehir parkı. Beyoğlu Taksim turundan sonra uğrayabileceğiniz, bölgenin biraz daha sakin bu kısmı, kısa yürüyüşler için de gidilecek yerlerden biri.
20.İllüzyon Müzesi
Henüz yeni sayılan müzelerden biri olan İllüzyon Müzesi, İstanbullunun popüler gezi duraklarından biri olmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında açılan bu müze, 16. şubesini de İstanbul’a, İstiklal Caddesi’ne açtı. 50’den fazla etkinliğin olduğu müzede, Ames Odası, Tepetaklak Ev, Infinity Room ve Tünel gibi birçok farklı İllüzyon’un yapıldığı bölümler var. Çocuklarla gidilecek müzelerden biri olan İllüzyon Müzesi’ne giriş ücreti ise tam 59 TL, öğrenci ise 39 TL.
⇒İstanbul gezilecek yerler listesinde ve şehirdeki diğer önemli bölgeler arasında olan Sarıyer, Arnavutköy ve Beşiktaş adlı yazılarımıza göz atmayı da unutmayın.
Taksim Kahvaltı Mekanları
Taksim gezilecek yerler dışında kahvaltı yerleri ve eğlence mekanlarıyla da rağbet gören yerlerden. Çok sayıda kahvaltı mekanının bulunduğu Taksim’de gidilecek en iyi ve en popüler olan mekanlardan bazıları ise ;
1.Limonlu Bahçe
Taksim’in en ünlü kahvaltı yerleri arasında olan Limonlu Bahçe, bir restaurant & cafe olarak hizmet veriyor. Dillere destan kahvaltısıyla ünlü bu mekanda 100 TL gibi bir ücrete eşsiz bir mini kahvaltı servisi alabiliyorsunuz. Omlet çeşitlerinin 45 TL’den başladığı bu mekan, ayrıca öğle veya akşam yemeği ya da atıştırmalık bir şeyler için uğrayabileceğiniz en güzel mekanlardan.
2.Lades Menemen
Taksim’in sevilen kahvaltı mekanlarından biri olan Lades Menemen, öğle veya akşam yemekleri için de tercih edilebilecek yerler arasında. Kahvaltı tabağının 95 TL olduğu bu mekanda menemen çeşitleri ise 50 TL’den başlıyor. Pastırmalısından kavurmalısına, peynirlisinden tavuklusuna menemenin her çeşitini bulmak mümkün.
3.Brew Lab
Daha çok kahveleriyle öne çıkan Taksim mekanlarından biri de hoş dekorasyonu ve samimi atmosferiyle sevilen Brew Lab. Tiramisu ve limon kremalı kekleriyle de ünlü olan bu mekanda kahvaltı fiyatları ise 120-180 TL civarında.
4.Kitchenette
Taksim’in en popüler ve en kalabalık mekanlarından biri olan Kitchenette, ”Birlikte Kahvaltılar” adını verdikleri iki kişilik kahvaltı seçeneğiyle oldukça ünlü.
Erzincan tulumundan kaşkaval peynirine, otlu keçi peynirinden füme antrikota kadar oldukça geniş bir kahvaltı seçeneğine sahip olan mekan, kahvaltının yanı sıra bir restoran olarak faaliyet veriyor. Kahvaltı çeşitlerinin 45 TL’den başladığı mekanda 2 kişilik bir öğle yemeği ortalama 130 TL’den başlamaktadır.
5.Avam Kahvesi
Taksim’in sevilen mekanlarından bir diğeri ise, Avam Kahvesi. Bu mekan da bir restaurant – cafe olarak hizmet verdiğinden hem kahvaltı hem de öğle veya akşam yemeği için düşünülebilir. Ancak mekan daha çok kahvaltısı ile tanınıyor. Nostaljik dekoruyla da sevilen bu mekanda kahvaltı fiyatları ise ortalama 65 TL’den başlıyor. Yani Taksim’deki birçok mekana göre gayet uygun denebilir.
Beyoğlu Taksim Gezilecek Yerler adlı bu yazıdaki 20 turistik noktanın dışında, daha birçok görülecek yerlerden bahsetmek mümkün. Ancak Taksim’de çok fazla zamanınız yoksa ve başlıca turistik cazibe merkezlerini görmek istiyorsanız, ilk olarak listedeki gidilecek 20 yer ile başlayabilirsiniz. Çok daha fazla zamanınız kalırsa da Taksim Meydanı etrafında zaman geçirin, özellikle akşam saatlerinde Taksim civarlarındaysanız.
BENZER İÇERİKLER